Adına Türk milleti demeği sevdiğimiz varlık hayattaysa ve dirilikten nasibini almışsa girişim hakkını elinde tuttuğu İslâm’dan alacak. Devleti kurtarmanın çaresi olarak düşünülen Osmancılık ve Türkçülük millet karakterini 200 yıldır çürümeye açmaktan başka bir netice vermiş değil.
Hakka, haklıya sahip çıkıldığı takdirde her şeyin hayra tebdil olacağına dair ümidimi tükenmez bir hazine saydım.
Bunun yanına yalanın, dolanın mazeretini koyanları daima küçük görerek yaşadım.
Şimdilerde bilhassa ve hassaten Türk oluşum sizin sevme hissinizin bana ulaşmasına engel teşkil ediyor olabilir. Hissiyatınızdaki isabeti teslim ederim. Zira ben, Türk değilim diyen herkese hamlık atfederim. Mescid-i Dırar yıkıldığından beri Türkleşmemek Allah’ın müminlere bahşettiği olgunluğa erememektir. Bu kaknem itikadınızla beni beğenmenizi ummuyorum zaten.
Hangi sebeple olursa olsun beni beğenmeyen bana küçük kızını vermez, olur biter.
Allah nasıl Türklerin diğer milletlerden olan bariz üstünlüğüne bilhassa Hıristiyan takviminin 24-26 Ekim 1596 günlerinde cereyan eden Haçova Meydan Muharebesi'nde teberrüken işaret etmiş idiyse; aynı Allah XXI. Hıristiyan asrının 2007. senesinde de Türkiye'nin ve Türklerin hem AKP yobazlığından ve hem de AKP yobazlarından kurtulmasına vesile olacağı iradesiyle İstiklal Marşı Derneği'ni yaratarak beni, ben İsmet Özel'i bu derneğin başına getirdi.
Hayatın boş ve aptalca bir şaka olduğu önermesine geçerlilik tanıyan herkesin eline şöhret, servet, iktidar, haz cinsinden bir şey mutlaka geçecektir. Bu boşluğu taçlandıran kim olursa, bu aptallığa kim hizmet ederse Dünya Sistemi lortlarından mutlaka aferin alır.
Eğer yeryüzünde bir kâfir hayatı gütmek, kâfirlerin hislerini paylaşmak bize yadırgatıcı gelmiyorsa, gerçeğin aptalca bir şakadan ibaret olduğunu itirafta başka bir yol bulamayacağız.