Bir gün Sokrates öğrencileriyle sohbet ederken bir öğrencisi Sokrates’e, “Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse adil olan da bu değil midir? Mesela 100 kişinin oy kullandığı bir yerde 51 kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur, yoksa 49 kişinin kararına uymak mı?“ diye sorar. Bunun üzerine Sokrates her zaman olduğu gibi soru-cevap yöntemini kullanarak o öğrenciye şöyle der: “Bize söyler misin, bilge olmak mı daha zordur, yoksa cahil olmak mı? “
Öğrenci, “Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur. Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken, cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur.“
Sokrates, “Peki o halde bize yine söyler misin, toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur yoksa bilgi insanların mı?“
Öğrenci, “Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur.“
Sokrates, “Peki bize yine söyler misin, bir gemide 100 yolcu bulunsa geminin nerede hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mı daha iyi bilir, yoksa o 100 yolcu mu?“
Öğrenci, “Eğer yolcular içinde denizcilik bilgisi olan yoksa pek tabii en iyi bilen kaptandır.“
Sokrates, “Peki, o halde diyebilir miyiz ki, herkes her konuda karar veremez. Herkes bildiği yerde konuşmalı. Her iş ehline verilmeli?“
Öğrenci, “Pek tabii olması gereken budur.”
Sokrates, “Peki, o halde bize yine söyler misin, kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil olabilir mi? Hem sen de kabul ettin ki, bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur, “ demiştir.