Hiç unutmam,” diye başladı yaşlı kadın cümlesine “Hiç unutmam yavrum, bundan on sene öncesi, o zamanlar böyle yatalak değilim. Oğlumun kolundan tutup ‘Beni Ankara’ya götür’ demiştim. İtiraz etmemişti, iki gün sonrasına uçak bileti almış, götürmüştü beni Ankara’ya. Taksideyken ‘Nereye gideceğiz anne’ diye sordu, gözlerim yaşlı cevap verdim ona
Bu özlem içimi parçalıyor,bu sensizlikle nasıl başa çıkılır anlatmıyor ki kitaplar.Sahi ne zaman böyle olduk aynı ülkenin aynı şehrin nasıl bu kadar yabancısı olduk ilk önce sen mi benden koptun yoksa ben mi seni yoksayadım aynı nefesi alırken aynı şeylerin hayalini kurarken yoksa unuttun mu beni hayallerinde, hayallerindeki ben daha mı iyi geldi o yüzden gerçeğimizden vazgeçtin.Soruyorum lütfen Son isteğim gibi düşün bunu bize ne oldu?İncelediği yerden koptu mu yoksa? Bir bebek gibi özneyi algılayıp nesneyi unuttuk mu.Sen ne zaman gittin ben ne zaman gideceğim senden sessizliğe olan yolculuğum ne zaman başlayacak pencere kenarında otururken ya camda yansıması görürsem ya hep koridor tarafım boş mu kalacak.Peki Son sorum var sana aşk Bir savaş mıydı senin için savaş bittiyse hangimiz galip?Mühimmatın neydi aşkta? müttefikin kimdi? kimle yaptığın ateşkesi.Asıl konuya gelmedim tabi değdi mi değdi mi bir ömür taşımaya değdi mi yalnızlığı?CEMRE KARA
Reklam
Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu. |Deli Çocuğun Güncesi, Özgür Bacaksız (Sayfa 15)
EY İNSAN DENEN ZAVALLI YARATIK! * Derdin az mı ki kendine yeni dertler uyduruyorsun? * Çok mu iyi durumdasın ki, bir de kendi kendini kötülemeye özeniyorsun? * İçinde ve dışında yeterince çirkinlikler yok mu ne diye çirkinlik yaratmaya çalışıyorsun? * Çok mu rahatsın da, rahatının yarısı sana batıyor? * Doğanın seni zorladığı bütün yararlı işleri gördün bitirdin de , hiç işin gücün kalmadı mı? Kendi başına iş açıyorsun? * Sen tut, doğanın şaşmaz, hiçbir yerde değişmez yasalarını hor gör, sonra o senin yaptığın, bir taraflı acayip, uygunsuz yasalara uymaya çabala. Üstelik bu yasalar ne kadar özel, dar, dayanıksız, gerçeğe aykırı olursa, insanın uyma çabaları da öyle artar. BAK, BİR DÜŞÜN BUNLAR ÜZERİNE: BÜTÜN HAYATIN BÖYLE GEÇİYOR MICHEL DE MONTAİGNE
Kemal Tahir'in ölümünün 43. yılı. Anısına saygıyla... Asıl ismi İsmail Kemalettin Demir. 15 Nisan 1910'da İstanbul'da doğdu. Deniz subayı olan babası Sultan II. Abdulhamid'in yaverlerindendi. İlkokulu muhtelif okullarda, rüştiyeyi Kasımpaşa'daki Cezayirli Hasan Paşa Rüştiyesi'nde okudu. Galatasaray Lisesi'nde iken öğrenimini yarım bırakıp çalışmaya başladı. Avukat katipliği, Fransızların idaresindeki Zonguldak Kömür İşletmeleri'nde ambar memurluğu yaptı. İstanbul'da Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmenlik, röportajcılık, çevirmenlik yaptı. Yedigün, Karikatür dergilerinde sayfa sekreteri oldu, Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. Nazım Hikmet'le beraber Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde "askeri isyana teşvik" suçlamasıyla yargılandı. 15 yıl hapse mahkum edildi. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir cezaevlerinde yattı. 1950'de genel afla özgürlüğüne kavuştu. İstanbul'a döndükten sonra bir süre İzmir Ticaret gazetesinin İstanbul temsilciliğini görevinde bulundu. 6-7 Eylül olayları sırasında tekrar gözaltına alındı. Harbiye Cezaevi'nde 6 ay yattı. Çıktıktan sonra 14 ay kadar Düşün Yayınevi'ni yönetti. 1960'tan sonra tümüyle edebiyata yönelen ve hayatını romanlarının geliriyle sürdüren Kemal Tahir, 21 Nisan 1973 tarihinde İstanbul'da öldü. Bizim millet ızdıraba katlanmasını iyi biliyor, ancak ona karşı gelmesini bilmiyor. Kemal Tahir / Esir Şehrin İnsanları.
Kitapsız Alıntılar
1-Hareket et 2-Gülümse 3-Derin solu 4-Şükret, 5-Zikret, 6-İyiyim de, 7-İyilik yap, 8-İyi yönünü düşün, 9-Ahireti iste, 10-Mütevazi ol. Alıntıdır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.