Dağınıklığın Derli Toplu Tarifi
Önce kelime vardı. Sonrası hiç olmadı belki de. Aslına bakarsan bunun şiirleştirilebilecek bir tarafı da yok. Ve belki zamansız hatta gereksiz bir girişim bile olabilir. Ey dünya! Sana sesleniyorum. Başkaca muhatabım yok. Ve belki de sen de yoksun. Sürekli aynı iz üzere dairesel bir döngü bu. Aynı yerden tekrar tekrar geçen maket tren. Yükü
Popüler kültürün büyük bir amacı var: İnsanın kendisini merkeze alması ve geri kalan her şeyi dekor olarak görmesi... Bunu da başardılar. Çünkü selfie refleksiyle farkında olmadan güzel şeylere hep sırtımızı dönüyor, hayata bakış açımızı da en öne hep kendimizi alacak şekilde oluşturuyoruz. İşin kötüsü başkalarının acılarını da kendimize fon yapıyoruz bugünlerde. Gazze’yle ilgili paylaşım yaparken, “Öyle bir şeyler yaz ki insanlar ne kadar duyarlı olduğunu düşünüp seni takdir etsinler” diyen o çirkin iç sesten kurtulamıyoruz. Anneler günüyle ilgili bir paylaşım yaparken, ne kadar ideal ve iyi bir evlat olduğumuzu ispat etmeye çalışıyoruz. Çocuğumuzun doğum gününden fotoğraf paylaşırken, hangi fotoğrafta güzel çıkmışsak, onu seçiyoruz. Beğenilme arzusu öyle bir gelişip palazlandı ki insan olmanın gerektirdiği bütün duyguları zincirle kendine bağladı. Bizim dışımızda her şey, kendimizi ön plana çıkarmak için hazırladığımız sahnenin dekoru haline geldi. Acı, üzüntü, mutluluk, dostluk, aşk… Hepsi çeşitli etiketlerle, donuk bakışlı vitrin mankenlerinin üzerinde sergileniyor. Hiçbir duygu yaşanması gerektiği gibi yaşanmıyor. Çünkü kendisine âşık olan insanın gözü, kendisinden başka bir şey görmüyor. Sözlüklerde berbat bir hayat yaşayan “bencil” sıfatı da yeni imajı ve makyajıyla aramızda daha rahat dolaşıyor artık. Kişisel gelişimcilerin de desteğiyle selfie çubuğunun ucunda hayallerini yaşıyor. Salih Uyan
Reklam
Ben eski kafalıyım. Sevmek, sevilmek nedir bilmem; hiç tatmadım. Herkes gider mi ona da pek bir şey diyemem. Giden döner mi bilmem. Ancak küçüklüğümden beri kafama acımasızca soktukları bir gerçek var: Anneler gider. Anneler gidince çocukta biter. Beni, içimdeki masum bebeği bitiren kadına.. Kadın olmayı becermiş ama anne olmayı istememiş o kadına. Bu gün benim doğum günüm. İyi ki doğdum mu anne?
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
Her anımız değerli ve her anımızın değerli olmasını sağlayan birileri.. Sevgisi,ilgisi merhameti hiç değişmeyen o saf kalbi ile annelerimiz hepimizin ilk öğretmeni her anımızın şahidi... Onlar dünyanın en kutsal en fedakar, içindeki şefkati yansıtan dağıtan gülümseyen gülümseten, her şeyin çözümü.. En çok özlenilen erkek evladın ilk aşkı kız evladın yoldaşı,arkadaşı.. Kısacası onlar ANNE kelimesinin anlamını çoğaltan anlamına anlam katan en güzel varlıklar.. Dünyanın en güzel annelerinin bu özel günü kutlu olsun.. Kimi yanımızda şu an kimi uzakta ama her zaman var olmuş varlığına şükrettiğimiz bizim için en özel insanlar. Onlar iyi ki varlar ve hep var olacaklar. Kalbimizde,zihnimizde hayatımızın her zaman hep en güzel yerinde.. Anneler gününüz kutlu olsun 🤍
İyi ki Anneler Var🤱
Reklam
206 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.