"İnsan hiç kavuşamıyor aslında" dedi adam derin düşüncelerinden sıyrılarak.
"Neden böyle düşünüyorsun?" diye sordu daha genç olan.
"Çünkü imkansız bu! Kavuşmanın hiçbir yolu yok!" dedi cevaben adam.
Tam olarak neden bahsettiğini anlamamıştı genç olan, "Nasıl yani?" diye üsteledi.
Ona döndü ve kederli bakışlarla "Kavuşmak için kendinden çıkman ve kendini bir başkasının varlığına katabilmen gerekiyor.
Kim kendinden bu derece vazgeçmeyi başarabilir ki?" dedi adam.
Genç olan yine anlamamıştı. Şaşkın gözlerle adama baktı bir şey diyemeden.
Onun bu haline bakıp gülümsedi adam.
Sonra yeniden ciddileşti ve "Suları birbirine kavuşmayan iki deniz kavuşmuş mudur?" diye sordu.
"Sorarlarsa "Ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını: "Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından."
Sayfa 2 - Izdiham Maarif Takvimi- Meltem Gülname Kaynar
"İyimser olacağız diye helâk olduk. İyimser kalacağız diye değil, o an için iyimser olacağız diye bazılarının eliyle helâk olduk. İyi olalım, iyi kalalım, hayata iyi bakalım dedikçe aksilikler de eksilmedi..."
Şeffaflık, işbirliği ve barış gibi kelimeler sloganlaştıkça insanoğlu açığa çıkmanın, ortalığa dökülmenin kaçınılmaz hafifliğine kaçıyor. Oysa bir zamanlar ağır ve kâmil olmak tasavvuru ile çıkmıştık medeniyet yoluna.