Televizyon
Sinema yalnızca bir ekran ve görsel bir biçim değil , bir efsane, benzerlik, fantazma, ayna, hayal vb. etkisi taşıyan bir şeydir. Oysa "tele" görüntüde bütün bunlardan eser yoktur; hiçbir şey ilham etmez, manyetik bir alan yaratmakla yetinir ve bir ekran olmaktan başka bir şey değildir, hatta ekran bile değildir. -ekran sizsiniz, televizyonda size bakar-
Dayanışma rekabete dayalı bir grubun ahlak idealidir.
Reklam
Başta çıkaran şey, bir kadının şu yada bu oyunu değil, o oyunun "sizin için" oynanmış olmasıdır. Baştan çıkarıcı olan şey baştan çıkarılmaktır; bu anlamda baştan çıkarıcı olan şey de baştan çıkarılmış-varlıktır. Başka bir deyişle, baştan çıkarıcı olan insan, baştan çıkarılmış varlığın kendini bulduğu insandır. Baştan çıkarılmış insan ötekinde şunları bulur: Kendini baştan çıkaranı, kendi büyülenmişliğinin biricik nesnesini; yani cazibe ve baştan çıkarmadan ibaret olan kendi varlığını, kendi sevilmeye değer imgesini...
Asıl baştan çıkarıcı olan baştan çıkarmak mıdır, yoksa baştan çıkarılmak mı? Hiç kuşkusuz baştan çıkarılmak; baştan çıkarmanın en iyi yoludur.
Baştan çıkarma, gösterim ihtimali olmayan şeydir çünkü gerçek ile onun kopyası arasındaki mesafe; Aynı ile Öteki arasındaki mesafe ortadan kaldırılmıştır. Narkissos, onun imgesi artık "öteki" değildir; onu soğuran , baştan çıkaran kendi yüzeyiydi; öyle ki, ötesine geçmeden ona yaklaşamıyordu, çünkü artık ne ötesi vardı ne de onunla yüzey arasında bir yansıma mesafesi. Suyun aynası, yansıtan bir yüzey değil soğuran bir yüzeydi.
Tanrılar kendi paylarına düşeni alırlar: İnsanlar da geri kalanı aralarında paylaşırlar.
Sayfa 125Kitabı okudu
Reklam
980 öğeden 991 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.