Karşı karşıya oturuyorlardı. Dışarıda, önlerinden erkekler geçiyordu, kadınsız erkekler ya da o sırada karısı yanında olmayan erkekler. Jelana'nın avları diye geçirdi kafasından Hans. Ama Jelana onlara bakmiyordu bile. Karısı olan erkekler buraya daha sık geliyor demişti bir keresinde solo kabinin muşamba zeminini göstererek. Yemek kötüyse, iştah açar deyip gülmüştü...
Sayfa 187Kitabı okudu
Neredeydin?
Jelana? Sadece nerede diye soruyordu. Hans'ın cevaptan korkusu yoktu. Gerçekler onu ilgilendirmiyordu. O sadece resimleri görmek istiyordu, mekanları. Nedeni değil, neredeyi? Görünen bir sey olacaktı, açıklanabilecek bir şey değil. Görünen şey, her şeyi söyler, gevezelik etmezdi. Asıl olan buydu. Daha fazla neden arayan hiç asıl olana bakmamış demekti.
Sayfa 185Kitabı okudu
Hans-Ullrich'in birikimleri ne kadar dayanırdı ki? Ah, bu Hans. Nazlı biri değildi Jelana, annesi de nazlı değildi. Erkek erkekti, onu sadece doğru dürüst sarması gerekirdi. Her türlüsü olabilirdi, sadece tatsız biri olmamalıydı.
Sayfa 173Kitabı okudu
Eve geldiğinde Jelana dayanıklı sütü dolabına koydu. Soğuyunca tadı aynı taze süt gibi oluyordu. Kendine bir viski doldurdu. Hans, neşen Hans ve neden yine o değil? Ya hep böyle devam ederlerse? O zaman mutsuz yaşanırdı.
Sayfa 166Kitabı okudu
Jelana fazla zamanı kalmadığını biliyordu. Yirmi sekiz yaşındaydı. Gençliği diğer kızlarda olduğundan daha erken başlamıştı ve bu yüzden daha erken bitecekti. Erkenden olgunlaşmak, erkenden tembelleşmek demekti. Ağzı yaşlanmıştı bile, sol ucunda bir çizgi çatlamış porselenlerde olduğu gibi uzamıştı. Artık ikinci eldi, şom kullanma tarihi yaklaşıyordu...
Sayfa 163Kitabı okudu
Jelana'nın şimdi gülümsediğini gördü. Aşka gelmiş gibi bir dizi küçük beyaz dişlerine baktı. Sanki başka insanlarda olduğundan daha fazla gibi görünüyorlardı, kırk yedi ya da belki elli bir tane...
Sayfa 143Kitabı okudu
Bir keresinde ona alaylı bakmış. Hans nefes nefese kalmıştı, Jelana değil. İnsan sapık kalmaz, sapık kalır demişti, kadın ağzı onun ağzının üzerindeyken. Bu, bu, gibi çarpmıştı yüzüne. Jelana şehla gözlerle bakardı, özellikle aşktan sonra. Ve bitkin sol gözünde alayın yanı sıra Hans için çok yabancı bir korku olurdu, bir korkunun konsende izi.
Sayfa 140Kitabı okudu
Aşk azabı, dedi dişlerinin arasından fenalıkla. Peki, neden Jelana onunla kalıyordu ki? İşte, Jelana'nın içinde her tezat için yer vardı. Korktuğu şeyi arzuluyor ve arzuladığı şeyden korkuyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
Şimdi bile yüzünde sevginin derin aptal ifadesi yoktu, Hans'ın yüzündeyse mutlaka vardı, onun altında yatarken. Hans, Jelana'nın kendini tamamıyla ona vermesini istiyordu, sadece uysal bitkinliğini değil. Onun göğsünü çıplak bir kalp gibi elinde tutmak istiyordu...
Sayfa 137Kitabı okudu
Orada, avucunun içindeki eğri bir çizginin üzerinde Jelana oturuyordu, uyuşmamış ama biraz sersemlemiş gibi. Eskiden başka kadınlar da hayatında bir kırılma noktasının işaretiydiler, ama böyle değil, böyle nihai değil. Çünkü bir sonraki kadın onu zaten kendinden öncekinin sebep olduğu kırılma noktası yüzünden seviyordu. Jelena sıkı sıkıya bir dönemeçte oturuyordu, hayat çizgisinin kıvrımında, ezilmiş saçlarıyla.
Sayfa 137Kitabı okudu