"... kızlar kendileri gitsin; belki daha iyi bile olur; çünkü sen de kızlarının hepsini cebinden çıkaracak kadar güzel olduğuna göre, Bay Bingley bir de bakarsın, hepsinden çok seni beğenivermiş! "
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar isteyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Beni isteyorsun,
Bahçeni sulayayım diye.
Sonra o tomurcuklar biraz ben..
Sonra o çiçekler biraz ben..
Sonra o yemişler biraz ben..
Ve bir öğle sıcağında
Yapraklarımın gölgesinde
Avaz - avaz sen.
Saçların uçuşurdu rüzgardan.
Yanında seni seyrederdim.
Güneş yakardı, deniz yanardı.
Sen konuşurdun, dinlerdim.
Gülerdin..
Susardın, düşünürdün.
Benimle el-ele yürürdün..
Yol biterdi.
Görmezdim seni..
Zaman yıl yıl geçerdi.
Uzaktan, çok uzaklardan
Seni seyrederdim
Ölebilirim genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden de götürebilirim.
Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam - üstü düşünebilirim.