Aşk bir hastalık gibi, diye düşündü.
Evlilik bir yalan, diye düşündü. Şöyle
yapalım veya seni seviyorum veya birlikte bir hayat kuralım gibi şeylerin hepsi yalandı.
Bir insanın gökyüzündeki yıldızların sayısı kadar çelişkili duygulara sahip olması mümkün müydü acaba?
Ne kadar az şey söylersen, o kadar iyi olur.
Benim olanı kimse benden alamaz.
Zaman zaman, kim olduğunu ve kim olmak istediğini hâlâ tam olarak bilmediğini düşünüyordu.
Kendisi bir mantık dünyasında, yapısal tartışmaların geçerli olduğu ortamlarda yaşıyordu.
Hepimiz hayatımızın belirli aşamalarında hatalı seçimler yaparız.
Senin duygusal hayatının içini dışını tartışmak
istemiyorum, ama bir şeylerin yanlış gittiği ortada.
Sessizlik her tarafına yılan gibi sürünüyor, etrafını bir sarmaşık gibi sarıyordu.
Haksız yere suçlanmak kadar insanın ruhunu yaralayan pek az şey var.
Önce infaz edelim, mahkemeyi sonra yaparız!
Hayatlar değişir. Yangınlardan kalan küller ve çekilen ıstıraplar çok uzun sürer.