Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onu düşünmekten kendimi alamıyorum, şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Sayfa 170
''Nen var Zeze?” ”Hiç. Şarkı söylüyordum.” ”Şarkı mı söylüyordun?” ”Evet.” ”Öyleyse ben sağır olmalıyım.” İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Reklam
“Daha çok anlat” dedim. “Hoşuna gidiyor mu?” “Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.” “Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?” “Gider gibi yaparız.”
"İnsan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin."
Kornasının çok güzel bir sesi vardı: Kırdaki inekler gibi böğürüyordu.
Reklam
Yüksek sesle şarkı söyleyemediğim için, şarkıları içimden söylüyordum. Garipti ama, çok da hoş olabiliyordu.
Sayfa 13 - Can Yayınları
''Totoca, çocuklar emekli midirler?'' ''Ne?" ''Edmundo dayı hiçbir iş yapmıyor, ama para alıyor. Yani çalışmıyor, ama belediye ona her ay para ödüyor.'' ''Bunda şaşılacak ne var?'' ''Çocuklar da bir şey yapmıyorlar: yemek yiyorlar, uyuyorlar, sonra da analarıyla babalarından para alıyorlar.''
Sayfa 17 - Can Yayınları
''Nerenle konuşuyorsun?'' dedim. ''Ağaçlar aynı anda her yanıyla konuşurlar. Yapraklar, dallar ve kökleriyle birlikte. Görmek ister misin? Kulağını gövdeme daya, kalbimin atışını dinle.''
Sayfa 34 - Can Yayınları
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.