Özünde kâinat, gerçek ile bilinç arasındaki ikilikten doğar. Bu ikilikte, hep büyüyen bir karmaşıklaşma süreciyle gerçek fiziği, fizik kimyayı, kimya hayatı, hayat da sonunda gerçeği yaratan bilinci üretir."
Daha önce binlerce kez yapılmış ve gerekli malzemeleri olan herhangi bir okulun laboratuvarında tekrarlanabilecek olan çift yarık deneyi bize gerçeğin ne kadar esrarengiz olduğunu açıklıyor. Gerçekliğin gözlenmesi kısmen gerçekliğin kendisini yaratıyor. Ama daha da önemlisi, gerçekliği gözleme tarzına dair alacağım bilinçli karar onu değiştiriyor. Örneğin, eğer elektronu yarıklarla ilgilenmeden sadece ekrandaki etkisini kaydederek gözlersem, bir dalga olacaktır fakat onu yarıklardan geçerken gözlemeye karar verdiğim takdirde bir parçacık haline gelecektir. Başka bir deyişle, ki bu konunun üzerinde bilhassa duruyorum, yapacağım deneyin türünü seçerken bilincim, gerçekliğin alacağı şekle, dalga mı yoksa parçacık mı olacağına karar veriyor.
Reklam
“İnsanı inanca ancak araştırma, bilim ve bilgi götürebilirdi; cehalet, dogmalar ve kuşkuların yadsınması değil. İnanç kör olamazdı, bilgiden geçmek zorundaydı. Hiçbir gerçek tartışılmaz sayılmamalıydı. Ortada hiçbir güvence olmadığı halde inanan insanları batıl inanç sahibi, kolay kandırılır, saf zihinler olarak görüyordu. İnanç, ancak bilgiye dayandığı zaman değerli olabilirdi.”
Sayfa 472
Zeki yaşam kazara mi ortaya çıktı?
"Eğer kazara oluşmuşsa zeki yaşam çok enderdir demek olur. Buna karşılık eğer gerekli bir sonuçsa o zaman zeki yaşam yaygın demektir. Ancak onun kaza sonucu olduğunu düşündüren kimi işaretler var."
Sayfa 378 - Pegasus, Emese BozokiKitabı okuyor
bilinç, biyokimyasal programlanışını kontrol etmek ve planlamayı iyileştirmek için beyin tarafından yaratılan bir tertibattan başka bir şey değil.
Gökkuşağı ışığın suyla temas ederek belli bir bakış açısına göre kırılmasından başka bir şey değildir. Biri, gökkuşağını fark ettiği yere gidecek olsa, bu olgu sadece gözlerimizin belli bir noktadan yakaladığı basit bir görsel izlenim olduğundan, orada hiçbir şey görmeyecektir. On metre uzaktaki bir kişi onu farklı bir renk yoğunluğuyla görecek ya da hiç görmeyecektir. Sonuçta gökkuşağı bir yanılsamadır."
Reklam
Hayat bir belirmiş özellik mi?
Vücudumuz hidrojenden, oksijenden, karbondan ve havada, kayalarda veya galaksinin öbür ucundaki, hatta kâinatın en uzak köşesindeki bir gezegende var olanlarla tıpatıp aynı başka atomlardan oluşmuştur. Temel parçalar aynıdır: Nesneleri birbirinden ayırt eden şey, bu atomların kendi aralarında etkileşmelerini sağlayan karmaşıklık ve her yeni karmaşıklık kademesinden doğan belirmiş özelliklerdir. Hayatın kendisi ardışık karmaşıklık katmanlarından meydana gelir ve her katman beraberinde yeni belirmiş özellikler getirir. Bakteriyi böcekten ayıran şey karmaşıklık düzeyidir ve böcek ile fare arasında, fare ile ipek maymunu arasında ve ipek maymunu ile insan arasında aynı durum geçerlidir. Öz bakımından hepimiz eşitiz -amino asitler, proteinler, vs.- bizi ayıran şey moleküllerin düzenindeki karmaşıklık ve her karmaşıklık seviyesindeki belirmiş özelliklerdir."
400 syf.
6/10 puan verdi
Bana hitap etmeyen bir kitap onu fark ettim. Çok fazla ayrıntı bilgi var, bir olay bekliyorsunuz kitabın yarısından fazlasını okuyorsunuz hala aynı şeyler değişen bir şey yok. Ben okurken sıkıldım.
Kodeks 632
Kodeks 632Jose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 2016508 okunma
"Yanlış yola sevk edildiğinde ve şüphelerle doluyken bin kitap bile sana yetmez.Ama kavramayı başardığın zaman tek kelime sana fazla gelebilir.''
“İsa’dan bir alıntı bu”, diyerek okumaya hazırlandı. “Zaman doldu, Tanrı’nın Egemenliği yaklaştı: Tövbe edin ve Müjde’ye inanın.” …” İsa’nın son sırrı.”
Sayfa 271
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.