“Arkadaşlarınızı kahve içmeye çağırın ve bunu bir tür tören havasında yapmak istediğinizi söyleyin. Masayı mevsime ya da bir tatil günü sözkonusuysa ona uyan bir örtüyle örtün, çiçekler, mumlar ve güzel porselenlerle donatın. Renk ve biçimlerdeki uyuma dikkat edin. Herşeyi özen ve sevgiyle, sakinlik içinde hazırlayın. Gerekenleri bir servis arabasına yerleştirin. Konuklarınız geldiğinde onları selamladıktan sonra misafirlerinizin gözleri önünde sessizce kahveyi hazırlayın, fincanlara koyun, yanında çörek ikram edin. Önce herkes kahve masası, çiçekler, mumlar ve bütün orada bulunanlar önünde eğilsin. Kahve ve çöreklerin gerektiği gibi sunulup sunulmadığına sessizce bakmakla yetinmeyin, donatılmış masanın, mekanın sessizliği ve havasının, aranızdaki arkadaşlığın da tadını çıkarın. İşte o zaman mekan ve insanlarla bir olacaksınız. Ev sahibi olarak konuşmayı başlatabilirsiniz artık. Herkesin katılacağı bir söyleşi olmalı bu. Sohbeti nefesinizle uyum içinde, olabildiğince bilinçli ve dikkatli bir şekilde sürdürün. Tören sona erdiğinde sessizce selamlaşıp vedalaşın.”
“Bir bahçeniz varsa ne mutlu size; bahçenin nasıl da bir Zen öğretmenine dönüştüğünü deneyimleyebilirsiniz. ”
Reklam
“Eğitim sistemlerine bugün de damgasını vurmayı sürdüren, konsantrasyon yeteneği, zorlamama ve süreklilik gibi eski değerlerdir. Gevşeme ve bedensel-zihinsel hareketlilik sürekli bir uygulama konusudur. Gereken zaman ve çabayı harcayarak Zen alıştırmalarını düzenli olarak yaptığınızda siz de kendinizi bedensel ve zihinsel olarak iyi hissedeceksiniz.”
“Gülümseyin ve dikkatinizi birtür "ağız yogası” (Thich Nhat Hanh) uygulaması olarak dudaklarınızın hareketine yöneltin. Gülümseyin; sadece yüz kaslarınızın değil, midenizin, sırtınız ve bütün bedeninizin gevşediğini göreceksiniz. İşte o zaman içiniz de rahatlayacak. Çözülecek gerilim. Zihniniz yaşamı akmaya bırakacak, barış içinde olacak. Yaşama bakacak, onu özgürce kabul edeceksiniz. Nefesiniz ve gülümseyişiniz olacak sizi çözen. Zaman sizin. Belki çocuklarınıza ayıracak zamanınız olmadığından yakındığınız oluyor. Bu konuda da yapılacak bir alıştırma var. Kendinize günde üç kez, bir çocukla karşılaştığınızda durup gördüğünüz çocuğu sakince algılayacağınızı, gözlerinin içine bakıp gülümseyeceğinizi söyleyin. Hepsi bu kadar. Zamanla çocuklarınıza ayırabildiğiniz vaktin çoğaldığını göreceksiniz.”
“Telefonunuz çalıyor. Biran durun. Ahizeye sarılmayın hemen. Açmadan önce bekleyin üç kez çalsın. Üç kere nefes alıp verin. Merak, korku, gerilim içinde bile olsanız arayanın kim olduğunu düşünmeyin. Farkın- dalığınız nefesinize çevrilmiş, yüzünüzdeyse hafif bir gülümseme olsun. Artık açabilirsiniz telefonu. Karşınızdaki kim olursa olsun onun için zamanınız var. Dinleyin. Sesine dikkat edin; sakin mi, sinirli mi, yüksek mi çıkıyor, alçak mı, hızlı mı konuşuyor, duraksıyor mu? Siz, dikkatinizi nefesinize vermiş olduğunuz için içsel olarak sakinsiniz. Sakinliğinizin karşı taraftakine de geçtiğini göreceksiniz. Yapacağınızın iyi bir telefon konuşması olacağı kuşkusuz. Aynı çalışmayı çalınan kapı ya da sizinle görüşmek isteyen bir iş arkadaşınızla da yapabilirsiniz. ” Alıntı Şuradan Gündelik Yaşamda Zen A.Meutes_J.Bossert Bu malzeme telif hakkı ile korunuyor olabilir.
“Yaşam - hiçbirşey ve hiçbiryer arasındaki köprü Hepsi bu! Hepsi bu!”
Reklam
309 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.