415 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Millî Mücadele'nin anlatıldığı romanın mekânı Osmanlı 'nın da kurulduğu yer olan Söğüt. Romanın ana kahramanı Kuttül Ammare zaferini de yaşamış olan Yusuf. Anadolu işgal edilmeye başlandığında tüm yurtta olduğu gibi Söğüt'te de Kuvayi Milliye birlikleri kurulur. Söğütlü gençler gönüllü olarak cephe gider. Bunlardan kimi şehit kimi de gazi olarak vatanın kurtuluşunda üzerine düşeni yapar. Hem cephenin hem de cephe gerisinin anlatıldığı romanı okurken ne kadar büyük bir millet olduğumuza bir kez daha şahit oluyoruz. Bir yandan askerlerin yiğitliği öbür yanda cephe gerisinde kalan kadın,çocuk ve ihtiyarların fedakârlığı oldukça akıcı bir üslupla anlatılmış. Tek kelimeyle muhteşem bir eser. Kurtuluş Savaşı'yla ilgili roman okumak isteyenler için bir liste Küçük Ağa - Tarık Buğra Yaban - Yakup Kadri Kalpaklılar - Samim Kocagöz Şu Çılgın Türkler - Turgut Özakman Ateşten Gömlek - Halide Edip Yorgun Savaşçı - Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları (üçleme) - Kemal Tahir Üç İstanbul - Mithat Cemal Kuntay (Bunlar benim okuduklarım başka eserler de var)
Ağustos Başağı
Ağustos BaşağıSevinç Çokum · Kapı Yayınları · 2019188 okunma
Yahudi, hakimiyeti altına almak istediği millete ne yapar?
Siyah saçlı Yahudi tehlikeden habersiz genç kızı gözetler. Bu genç kızı kendi adi kanıyla kirletir. Onu mensup olduğu ırktan çekip alır. Yahudi, hâkimiyetine almak istediği ırkın dayandığı bütün temelleri kökünden yıkmak ister. Kadın ve genç kızların ahlaklarını bozduğu gibi, ırkı ile diğer ırklar arasında "kan"ın yaptığı seti yıkmak ve ortadan kaldırmak için her türlü çareye başvurur. Çünkü ırkı saf olan kanının kuvvetinden haberdar olan millet hiçbir şekilde ve hiçbir zaman boyun eğmez. Yahudi bu dünyada sonsuza dek yalnız melezlerin efendisi olabilir. Yahudi, artık siyaset bakımından, demokrasinin yerine proletarya hakimiyeti fikrini aşılamaya başlar. Marksizm, Yahudi'nin, demokrasiden vazgeçmesini sağlayan ve Yahudi'yi milletleri, dikdatörce, kaba kuvvet ile hakimiyet altına almasını sağlayan bir silah olmuştur.
Sayfa 131Kitabı okudu
Reklam
Çoğu zaman Anadolu'nun ücra köşelerinden çeşitli hayvanlar getirip hediye ediyorlardı. Elçiliğimizde adeta koca bir hayvanat bahçesi meydana gelmişti bunların arasında ayı yavruları kanatları kırılmış Kartallar Keklikler cins cins kediler köpekler vardı. Elçiliğin idare amiri ayı yavrularının Kiler odasına bitişik tahta bir kulübeye
Sayfa 116Kitabı okudu
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Ne hürriyeti, ne müsâvâtı hatta ne o yoldan gelecek şöhreti isteyen”, “Yâ Râb! Bana bir ses yaratan kudreti ver” diyen, yine kendi tabiriyle “yeryüzünde yegâne ihtirası, milletinin lisanında istediği gibi bir kaç manzume meydana getirmek” olan Yahya Kemal’in Kendi Gök Kubbemiz’i, gücünü mazinin ve ananenin büyük mirasından alan fakat gününün sade ve beyaz diliyle söylediği şiirlerini toplar. Millet, tarih, vatan gibi kavramları daima “medeniyet” perspektifinden yorumlayan, vârisi olmakla gurur duyduğu bu medeniyeti asırlar boyunca inanç, sabır ve ustalıkla yoğuran Fatih’ler, Itrî’ler ve Sinan’larla beraber yaşamış olan şair, bu kitaba aldığı şiirleriyle okuyucusunu da “cedleri”nin mağfiret iklimine sokar. Kitabın ismi gibi bir bölümü de “Kendi Gök Kubbemiz” Yahya Kemal’in tarih, vatan, milliyet, fetih mefhumları ve en güzel cepheleriyle İstanbul’la; ikinci bölüm “Yol Düşüncesi” ölümle; üçüncü bölüm “Vuslat” ise aşkla ilgili şiirlerin yer aldığı kısımlardır. Fakat bütün bu bölümler ve şiirlerde Yahya Kemal aynı duyuşun insanı ve şairidir. İstanbul, Türklüğün bir harikası ve şahikası olduğu; kadın, zarafetinde bir medeniyeti aksettirdiği, ölüm de vatan toprağında munisleştiği için güzeldir...
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları · 19833,568 okunma
Verloff’un mevkii resmî değildi. İlk resmî mümessil Upmal yoldaştı. İlk gelen komünistler gibi, o da sade ve temiz bir adamdı. Fakat aptaldı. Bunların hepsi bana tercümanlarıyla gelirdi. Çünkü, hiçbiri adamakıllı bir başka dil bilmezdi. Bunlardan biri, beni Madam Trikova’nın eserlerinden tanıdığını söylemişti. Bu kadın, 1910’da İstanbul’a gelmiş Rus muhacirlerinden biriydi. Madam Trikova, Rusya’ya âşık olmakla beraber, kötü hareketlerinden çok şikâyet ederdi. Fakat biz pek siyasetten konuşmamıştık. Anlaşılan, La Jeune Turquie adlı kitabında bana da epeyce yer vermişti. Fakat, daha sonraları, Beyaz Ruslar arasında İstanbul’a gelip gelmediğini öğrenemedim. Nihayet yaz geldi. Ben sıcağa pek dayanamam. Bu yüzden Karargâh’taki işim beni çok yoruyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın kendisi bu günlerde pek titizdi. Anlaşılan, Büyük Millet Meclisi’ni istediği gibi kullanamıyordu. Bununla beraber, yüksek tabakadan kendisini tutan epeyce adam vardı. Çünkü, yeni bir hükûmeti bütün teşkilâtıyla kurmak çok güçtü. Herkes, Mustafa Kemal Paşa’ya ehemmiyet vermekle beraber, onun yeni teessüs eden153 Anayasa’ya aykırı hareket etmesine mâni olmaya çalışıyorlardı. Ankara eşrafının Büyük Millet Meclisi’ndeki mümessilleri arasında bir İkinci Grup adı altında muhalefet teşekkül etmişti. Bundan başka da, bir Müstakiller grubu vardı. Bunların sayısı az olmakla beraber, iki taraf arasındaki muvazeneyi tutabiliyorlardı.
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Reklam
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
“Aydın olmak, modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın kesim, bir milletin beyni gibidir. Millet sizi iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maaşa konasınız, akşamları kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır. Bunu böyle yapanlar, gerçek aydın değildir. Bunu yapanlar, aydınların
Topal Asker
Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz; Zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!.. Gerçi salonlarda senin “yıldız”dı adın, Hakikatte fahişesin ey alçak kadın! Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu: Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Reklam
Mustafa Kemal Paşa, tekliflerinin kabulünden sonra, Millet Meclisi için nutkunu hazırlamaya başladı. Meclis, 23 Nisan 1920’de açılacaktı. Bu nutku odasında, Hakkı Behiç ile bana baştan başa okudu. Her ne olursa olsun, Mustafa Kemal Paşa’nın, kudreti milletin eline bırakmak isteği, herhangi bir diktatör veya sultan istemediği görünüyordu. Bana, o günlerde, Mustafa Kemal Paşa, George Washington gibi bir kimse görünüyordu. O aralık, Ankara’ya Chicago Tribune’ün muhabiri William adında biri gelmişti. Bizim resimlerimizi aldı. Bunlar muhtelif Amerikan gazetelerinde basıldı. Aynı gün, öğleden sonra, İstanbul’dan Saffet Bey isminde ve Anadolu’ya silâh kaçıran bir adam geldi, beni görmek istedi. Dedi ki: — Size büyük bir haberim var. Türk tarihinde tek mevki işgal eden bir kadın oldunuz. Aynı zamanda, İstanbul’da, Nakiye Hanım’ı görüp ailemden de haber getirdi. Elime uzattığı Peyam-ı Sabah gazetesinde Kürt Mustafa Paşa mahkemesinin verdiği idam ilâmı ile fetva vardı. İdama mahkûm olan yedi kişi arasında sıra ile Mustafa Kemal Paşa, Bekir Sami Bey, Dr. Adnan, Ali Fuad, Ahmed Rüstem, Kara Vasıf ve Halide Edib vardı.
Nalıncı Baba Padişahın İşi Ne! Murad Han (III. Murad) o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: - Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? - Akşam garip bir rüya gördüm. - Hayırdır inşallah. - Hayır mı şer mi
Ortaçağda Çin, Moğolistan ve Türkistana giden, 1254-1323 yıllarında yaşamış Venedikli seyyah Marco Polo Türk kadınları için şöyle der: "Türk kadınlarından daha çok eşine bağlı, sağlam ve değerli hiçbir millet kadını yoktur. Türkleri dünyada başarılı yapan kadınlarının özelliğidir.
Sayfa 156Kitabı okudu
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
"1. Dünya Savaşı'nda içinde olduğumuz grubun mağlup olması yüzünden uğramamız gereken cezayı Suriye ve Irak gibi geniş memleketimizin yönetimi ve geleceğinin belirlenmesi hakkını o memleketler halkına bırakmak suretiyle hâkimiyet hakkımızdan vazgeçerek çekmiş bulunuyoruz. Bu araziyi bizden almak için yönetimimize yüklenilenlerin tamamı
Sayfa 343 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.