(Paramızı ödete ödete si­zi sahip yaptık. Köleniz olduk. Sen kim oluyorsun da her se­ ferinde ben aciz bir yaratıkmışım gibi paramı ödemeye kalkı­yorsun.)
Sayfa 181Kitabı okudu
Paramı ödedikleri için de, sanki benden her şeyi isteme­ye hak kazanıyorlar. Artık paranın yarısını vermek için, ya da tümünü ödemek için ısrar etmeye başladım.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
“Seninle iş hakkında bir şeyler konuşmak istiyorum. İşin yoksa bir yerlerde oturup, bir şeyler atıştıralım mı?” “Bugün hava çok sıcak, hadi gel bir şeyler yiyelim, serinleriz.” “Daha saat çok erken, bize gidip bir kahve içelim mi?” “O sevdiğin müzisyenin Avrupa’da yeni çıkmış bir plağı var, gel gidelim bizde dinle, bayılacaksın.”
Sayfa 180Kitabı okudu
Otellerde, otobüslerde, uçaklarda, size bir tuhaf yaratık, bir orospu, bir nesne gözüyle bakılıyor mu? Kalça­nızı ellemeye, bacağınızı, göğsünüzü görmeye çalışıyorlar mı, taksi şoförleri sizi kaçırmaya çalışıyor mu, lokantalar­ da kâğıt yolluyorlar mı, hafif gibi olmamak için, yüksek sesle gülmemek, ona buna gülümsememek, asık yüzle dolaşmak, ciddi olmak, işadamı olduğunuzu kanıtlamak için uğraşmak zorunda mısınız?”
Sayfa 179Kitabı okudu
Bu adam, kadınların erkekleri yalnızca seviş­ mek için istemediklerini biliyor sanırım, önce başını dayaya­ cak bir omuz ve sonra saçlarda gezinen bir tatlı el. Cinsellik bundan sonra kaçıncı sıralarda kim bilir? Bunu bu adam an­layabilmiş galiba...
Sayfa 174Kitabı okudu
“Kararın ne olursa olsun, şunu unutma, ne zaman ihtiya­cın olursa çağır beni, koşar gelirim. Nerede, nasıl, ne durum­da olursam olayım” dedi KDG gitmeden önce. “Peki” dedim. (İhtiyacım yokken de sana ihtiyaç duymalı­yım, nedensiz de seni istemeliyim.)
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.