Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Birine bağlı olmamaya, sevmediğin insanın denetimi ve gözetimi altında yaşamamaya, bağımsız olmaya çalışmak, ben olmak istemek güçlülük mü?
Onlara bizi yargılama, suçlama, ezme, sömürme, işten atma, damgalama hakkını kim vermiş? Biz.. Sen bile farkında değilsin, yaşam boyu karşına dikilip duranlar kimler? Sen bile, farkına varmadan savaşıyorsun. Bir düşün bakalım.. Adamlar.. Babalar, abiler, kocalar, sevgililer, müdürler, şefler, arkadaşlar.. Ya hayır, olmaz diyorlar, ya sen delisin, kötüsün diyorlar, ya gel, gitme, beceremezsin diye seni etkilemeye çalışıyorlar, ya kötü kadın, orospu diye yargılıyorlar, damgalıyorlar. Ve biz.. İşte biz, onlara bu izni veriyoruz..
Reklam
Zaman zaman ben de, mutluymuşum gibi, doğruymuşum gibi, cesurmuşum gibi, seviyormuşum gibi, memnunmuşum gibi yapmadım mı? Daha fazla yapacak gücüm hiç kalmadı artık..
Evet, ben o çocuğu istemiştim çünkü öyle gerekiyor sanıyordum, bize öyle öğretmişlerdi.. Evleneceksin, hemen bir çocuğun olacak, yuvan, ailen olacak, mutlu kadın olacaksın.. Mutlu kadın gibi yapacaksın. Evlenir evlenmez, o adamın ilerde bir yabancı olabileceğini bilmeden, o adamın bir gün gelip, o sevdiğin, tanıdığın adam olmayabileceğini bilmeden, bir gün ondan ayrılabileceğini düşünmeden bir çocuk yapmak gerektiğini sanıyordum. Bize öyle öğretmişlerdi çünkü. Kadının en kutsal ve tek görevi analıktır..
Anneciğim çok yalnızım .. bana bir omuz ver. Sensizliğin, sensiz kalmanın salt yalnızlık olduğunu, sen gidince mi anlayacaktım ben? Sana ne çok anlatacak şeyim varmış, sana ne çok ağlayacak şeyim varmış. Keşke yarısını anlatsaydım, keşke yarısını ağlasaydım..
Masallar.. Romanlar.. Filmler.. Dört duvar arasında mutluluk simgesi kadınlar, donuk bakışlı, gülümsemesiz anneler..
Reklam
Kendi kendini kandırıyorsun, evlenmemeyi başarabildin mi, esas başkaldırı bu olurdu..
184 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Baştan sona feminizm... Feminizm ile bütünleşen Duygu Asena ' dan Türk toplumunda kadına biçilen zorunlu roller ve bunun üzerine maruz kalınan baskı, çaba, var olma mücadelesi...
Kadının Adı Yok
Kadının Adı YokDuygu Asena · Doğan Kitap · 06,4bin okunma
İnsanların içinde, kendinden güçsüz gördüğü birini ezmek, ona buyurmak, onu kendine hizmet ettirmek dürtüleri var, insanların tümünde bu var ve ne yazık ki bu güçsüzler ordusu, kendini güçsüz görenler kadınlar.
İnsanlar yeryüzünde bu durumdayken, biz nasıl mutlu olabiliriz? Sömürme, ezme, vahşet, tecavüz, vurma, vurulma, hapis, işkence, idam, savaş, açlık, istila, baskı, zorbalık. Ben nasıl mutlu olabilirim evimde, yumuşacık koltuğumda?
Reklam
Dostluk da saygı da eşitlikle olur, anlamıyor musunuz, eşitliğin olmadığı yerde ikisi de yok.
Sevmek mi insanı bağımlı kılan? Acımak mı insanı sinirlendiren? Kısıtlanmak mı insanı sevgisizliğe iten? Özgür ve bağımsız olmak için bir canlı, bir tek canlı bile olmamalı mı insanın yaşamında? Özgürlüğün bedeli bu mu? Bu, yalnızlık mı?
İnsanları eğitirken pek çok gerçeği saklamaya hakları yok. Diledikleri bilgiyi verip, dilemediklerini anlatmamaya ne hakları var?
Hoşlanmak, sevmek bir ömür boyu sürecek diye bir koşul mu var? Görüyorsun işte sevmedikleri erkeklerle oturan kadınların mutsuzluğunu.
İnsan yaşamında eksik olanı, her şey sanıyor…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.