dağıt sisleri ve dünyevi yükün ağırlıklarını
ve ihtişamınla parla! Çünkü sen açık semasın,
sen asude huzursun dindarlar için; ölüm seni görmek için başlangıçtır, taşıyıcıdır, önderdir, yoldur, keza son duraktır.
"Vaat ettikleri mülkü sağlayamayan, bütün mülk bir araya toplansa da kusursuz olmayan bu şeyler, birtakım patikalar gibi ne mutluluğa götürür ne de insanları mutlu eder."
"O halde ona sahip olanların çok korktuğu, sahip olmayı istediğin zaman güvende olmadığın ve kurtulmayı arzu ettiğin zaman kaçınamadığın o hangi kudrettir? Yoksa erdemin değil de 𝑻𝒂𝒍𝒊𝒉'in temin ettiği dostlar mı koruma kaynağıdırlar? Ama iyi talihin dost kıldığı birini, kötü talih düşman kılacaktır. Hangi veba, zarar vermek için dost görünen düşmandan daha etkilidir?"
"Her zaman bir şeye üzüldüğüm için zihnen özgür olduğumu hatırlamıyorum."
'Ya uzak olmasını istemediğin şey uzak olduğu için ya da yanında olmasını istemediğin şey yanında olduğu için değil mi?'
"Evet öyle" dedim.
"Gerçekten muhtaç mıdır" dedi, "kişi arzu ettiği şeye?"
"Muhtaçtır" dedim.
İnsanların düşkünlüklerine geri dönüyorum; onların zihni, sanki sisle kaplı bir hafızayla yine de kendi özünü hatırlar ama sarhoş bir adam gibi eve hangi patikadan döneceğini bilmez.
Her insan, her şeyden önce istediği o şeyin en yüce öz olduğuna hükmeder; ama en yüce özün mutluluk olduğunu açıkladık, bundan dolayı her insan, her şeyden önce arzuladığı halin mutluluk olduğuna hükmeder.