Aklı Batı'da, kalbi Doğu'da yaşama şizofrenisinin parçaladığı ruhların bunalımı, özgüven eksikliğini, yabancı sözcüklerle, yabancı tüketim mallarıyla örtmeye çalıştıkları tedirgin kişiliklerini, olduğundan farklı görünme çabalarını sanki gözlerim birdenbire açılmışçasına göstermişti Hüseyin bana.
Reklam
“gözünüzde büyüttüğünüz şeyler ilerde güleceksiniz. içindeyken anlaşılmaz gençliğin geçtiği. ve telaşlar yıpratır kalbi.”
Annesinden süt emmemişin dişleri güçsüzdür ama sevgi görmemişin kalbi çürüktür.
Sayfa 53
Kişinin, bu dünyaya kul köle olmanın ne demek olduğunu kendisine apaçık gösteren bir kalbi olmalı !
Modern insan, bunu unuttu ve bütün ilişkilerini menfaat üzere kurduğu için kalbi kurudu. Kalbinin ku­ruduğunun farkında, bunun ıstırabını çekiyor ama çaresini bil­miyor.
Reklam
Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki...
Göz kırparsan taşın bile kalbi var!
"Mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşamayan, insanlar arasına duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terkeden, baskı
Ey talip, asıl marifet kalbin secdesidir; azaların secdesinden maksat da kalbi secdeye davettir
Reklam
İnsan hayata sanatsal yaklaşırsa kalbi, beyni olur.
Sayfa 246 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları,17. basım, Mart 2023, İstanbulKitabı okuyor
Kalbimin kirlenmemesi için dua ederim, bilirim ki kirlenen kalbi hayattayken gözyaşı, öldükten sonrada ancak kara toprak yıkayıp temizleyebilir.
"Karakter, senaryonuzun en temel iç dayanağıdır. Temel taşıdır. Senaryonuzun kalbi, ruhu ve sinir sistemidir. Karakterinizi tanımadan önce kâğıda tek bir sözcük bile yazmamanız gerekir
"Ama sesini her duyuşunda gülümseyen kalbi düşündürücüydü."
Sayfa 378 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
Gavs-ı Bilvânisî Seyyid Abdülhakim Hüseynî (k.s) zikir ve edep hakkındaki bir sohbetinde şöyle buyurmuştur: "Bakınız, bu milletin başına ne geldiyse gafletten geldi. Şah-ı Hazne (k.s), 'Gaflet kadar hiçbir kötü hal yoktur derdi. Kimin başına ne geldiyse nefsinin hilelerinden gafil kaldığı için gelmiştir. Bir kişi kendi kuvveti ile gafleti terkedemiyorsa edebe sarılsın. Şöyle ki Rabbim her an her yerde beni görüyor, diye düşünsün ve o konuda nefsini zorlasın. Açık ve gizli edeplere uymakla insanın kalbi uyanır. Böylece gaflet yok olur."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.