Kaybolan bir benliğe sahibim. Issız bir gecenin kollarındayım. İçime yağan karı sevdim, yüreğimi üşüten bu yağışa sarıldım. Rüzgârın haykırışı içime doldu, kurtulamıyorum. Üşüdüm ama kapatabileceğim bir pencerem yok, aramızda da bir şey yok. Bedenimi üşütmene ses çıkaramam ama ruhum kaldıramaz. Sarsıntının götürdüğü binlerce insan, beni de götür. Rüzgârın özgürleştirdiği ruhlar, beni de özgürleştir. Sancı içinde yağan kar artık ruhumu da üşüt üşüt ki ölüm kolaylaşsın, düşüncelerimi bulandır ki soğuk şiddetlensin. Ruhumu üşütmekle kalma, kalbime de dokun. Ölmek neden berbat olsun? Yaşamın verdiği acıdan berbat ne var ki. Geç olmadan, gece kollarını üzerimden çekmeden özür dilesem herkesten...
Ölüm çok mu zor? Huzur çok mu ırak? Biraz uyusam. Sonsuza sürdürebilir misin? Gözlerimi kapalı bırakır mısın. Bir kere, gerçek bir sevgi verir misin? Kalbime dokunup işleyişini bozup ona durmasını söyler misin?