Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kasvetli bir gecede şair 'in kalemimden dökülenler..
Gönlümü alsaydın, ömrümü verirdim, Şimdi ömrünü versen, gönlümü alamazsın!..
Kalemimden dökülenler.. Bir evi olmalı insanın..
Bir evi olmalı insanın eşyaların değil, boşlukların güzel kelamla dolduğu, Bir evi olmalı insanın Rabbiyle konuşup huzur bulduğu.. Bir evi olmalı insanın duvarlarına Kur'an ayetlerinin sirayet ettiği.. Bir evi olmalı insanın dedikodudan uzak, Allahı hatırlatan hoş sohbetlerin olduğu.. Bilirmisiniz? Bir insanın evi aynı zamanda en güzel mescididir, en güzel sırdaşıdır ve en güzel öğretmenidir. 🌼 Ey benim güzel Allahım yuvamızda ki duvarlara sirayet edecek olan senin en güzel kelamın olsun, halılardaki oluşacak izler hep sana secde izleri olsun, konuşulan muhabbetler malayani değil bizi sana yönlendirecek hayr dolu sözler olsun, sofralarımız ilim sofraları olsun! Allah'ım az da olsa seni zikretmeye çalışan yuvalarımıza senin nurundan nur ver!
Reklam
Agora'dan esinlenerek kalemimden dökülenler
... Çırılçıplak bedeninde ufacık bir titreme bile yoktu. Gözlerini yummuş, korkusuzca kendisini tamamen teslim etmiş, bekliyordu. Ellerini ağzına iyice bastırdı, boynunu canını fazla yakmadan sağa doğru çevirdi. Az sonra hem kalbinin hem kendisinin efendisi olan kadının cansız bedeni kollarının arasından yavaşça kayıp ayaklarının önüne düştü. Haypatia, İskenderiye’nin güneşi, bir zamanlar efendisi olduğu kölesinden kendisi için son kez hizmetinde bulunmasını istemişti. Efendisine aşık köle Davos, her şeyi ile her şeyde ona hizmet etmiş ve bundan son derece mutluluk duymuştu. Ama nereden bilebilirdi ki ölümü için bile hizmet edeceğini. Kölelik ile ilgili ne varsa Haypatia’dan öğrenmişti ve Haypatia, bir kölenin ölüm için de hizmet etmesi gerektiğini öğretip öyle gitmişti. Bir kölenin gözünde aşk, her şeyi ile ona en yakınken her şeyi ile ona en uzak olmak... -Şenay Aydemir
Kağıdına Kalem Olabilmek..
İnsanın insana anlatamadığını, kağıt kaleme anlatır. Ne yargılanır ne de dışlanır. Usul usul dinler kağıt, bazen saatlerce bazen günlerce belki de yıllarca. O kadar güzel dinlerki kağıt, kalem hiç durmak istemez anlatmaya devam etmek, anlatırken anlamak ve en güzeli de anlamlandırmak yolunda yolcudur. Yorulmak nedir bilmeden... Dinleyeni güzel olan yorulur mu anlatmaktan? İsterim ki bir gün yıkalım bu yanılgıyı, kağıt ve kalem gibi olalım senle. Ne ben anlatmaktan yorumlayın ne de sen dinlemekten. Kağıt kadar vefakar ol bana, bende kalem kadar dürüst olayım sana. Ve ikimizde zamana yenik düşmeyecek kadar güçlü.... (Kalemimden kağıdıma dökülenler) @umuduntonu
Kalemimden dokulenler
Duyguzuluk bitiş noktasidir iyi duygular duygusuzluktan uzaklaştırır kötü duygular duygusuzluga yaklastirir Maximum duygusuzluk ölüm anidir
Kalbimden ve kalemimden dökülenler..
Kaldır kafanı! Bak gökyüzüne, hiç umudunu yitirip uçmaktan vazgeçen kuş gördün mü?
Reklam
Kalemimden Dökülenler
Yardım etmek başlığıyla başlamak istedim. “Birine yardım etmek” deyince eminim ki hepinizin aklına ilk gelen şeyler para, giyecek, gıda yardımı ve benzeri şeyler.  Evet, bunlar da çok güzel yardımlar ama bana göre en güzel yardım bir insanın kalbine dokunmaktır. Nasıl mı? Çok kolay, bunu hepimiz yapabiliriz. Bazen güzel bir selamla, bazen de bütün içtenliğinle halini hatırını sorarak. Sarılarak mesela samimiyetle, karşındaki insana değer verdiğini, onun değerli olduğunu hissettirerek. O sıcaklığı vererek, sevgiyle yaklaşınca sende huzur bulmasını izlemek.  En basiti dinlemek. Karşınızdaki insanı dinleyin, derdini, sevincini hayalini anlatsın size. Sizinle konuşsun, siz sadece dinleyin. Emin olun o kadar iyi gelecek ki ona. Rahatlayacak nasıl desem, terapi gibi gelecek ona. Aslında hepimizin ihtiyacı bu.  Bu çağın en büyük eksiği. Yardım ederken ilk mideye takviyede bulunuyoruz, onu yaparken de karşıdaki insanı inciterek yapıyoruz, bunu çoğu insan yapıyor maalesef. Öncelik  kalbine dokunmak olsun, kırmadan, tepeden bakıp incitmeden yapalım. Yoksa o yardımın hiç bir anlamı kalmaz, verirken ilk önce kalbe hitap edelim. Bunları çok görmeyin. Hepimiz de etten/kemikteniz,  küçümsemeyin, böbürlenip de tepeden bakmayın. Bunları yazarken evvela kendime söylüyorum. Bunları görmeye çalışalım, öyleyse küçümsemeyelim, incitmeyelim insanları. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi 'yaratılanı sevelim Yaratandan ötürü.' Sevgi, muhabbet ve şefkatin derinleştirdiği hissiyat ile Rabbe olan münacat ne güzeldir.  Gayemiz gönülleri fethetmek olsun gayemiz gönüllere dokunmak olsun. ✍️
Kalemimden Dökülenler
Yazmanın sanattan çok bir zanaat olduğu kanısındayım . Yazarken insan ruhunu, yüreğini işliyor sayfalara , Kaleminden dökülen kelimeleri bir bir nakşediyor satırlara Ve sen benim gönül tezgahımdaki en güzel eserimsin. Gözümün nuru, ellerimdeki nasırda gizlisin... 10.04.2021 03.05 G.M.K
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.