–Öğretmenlik hayatı, beni biraz, hazırladığı kanun tasarısını gazeteciye anlatan bakan gibi çizgili ve oldukça didaktik konuşmak zorunda bırakıyor. Hakikatte ne fazla açık saçık olmayı, ne de karanlık nüanslar avlamayı severim.
"Kanun böyle, hemşire, burada yasalar söz konusu," dedi Rahman, sesine vahim, kendini önemseyen bir ton vererek. "Benim vazifemse düzeni sağlamak."
İçinde bulunduğu berbat duruma karşın, Leyla az kaldı kahkahayı basıyordu. Mücahit fraksiyonların yaptığı bunca şey ortadayken, adamın bu sözcüğü kullanabilmesi, akıl alır gibi değildi - cinayetler, yağmalar, tecavüzler, işkenceler, in- fazlar, bombalamalar; çapraz ateşte ölen bütün o masum insanlara şu kadarcık aldırmaksızın, birbirlerine yağdırdıkları on binlerce roket. Düzenmiş. Ama kendini tuttu.
Adamın gözlerini kaçırmamak için harcadığı çabayı görebiliyordu."Bir erkeğin evinde ne yapıp yapmadığı bir tek kendisini ilgilendirir."
"Peki, o zaman kanun ne olacak, Memur Rahman?" Öfke yaşları gözlerini yakıyordu. "Düzeni sağlamak için orada olacak mısın?"
"Prensip olarak, özel aile meselelerine karışmıyoruz, hemşire."
"Karışmazsınız tabii. Erkeğin çıkarı söz konusuysa, karışmazsınız. Bu da, dediğiniz gibi özel aile meselesi' değil mi?
"Neden bu kadar aptalım eğer başkaları aptalsa ve ben de niye daha akıllı olmayı istemiyorum? Sonra öğrendim Sonya, eğer beklerken herkesin akıllı olmasını o zaman uzun süre beklersin...Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını,insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini! Evet, böyledir! Bu onların yasası...Yasa, Sonya! Bu böyle!.. Ve şimdi biliyorum Sonya, akılla ve ruhla güçlü ve sağlam olan kişi onlara hükmeder! Her şeye cesaret eden kişi haklıdır onlara göre. Kim daha çok şeye tükürebilirse, o onların kanun yapıcısı olur, kim herkesten daha çok şeye cüret ederse, o hepsinden daha haklı olur! Hep böyle oldu ve hep böyle olacak! Sadece körler görmez bunu!"