Gittiğin günden beri yollarına bakarım
Sen salın gel yanıma kan gülleri takarım
Gittiğin günden beri yollarına bakarım
Sen salın gel yanıma kan gülleri takarım
Kömür gözlüm sende sevda ne arar?
Şirin sözüm sende vefa ne arar?
Sevmişim yâr yüreğim ona yanar
Yüreğim ona yanar
Kömür gözlüm sende sevda ne arar?
Şirin sözüm sende vefa ne arar?
Sevmişim yâr yüreğim ona yanar
Yüreğim ona yanar
Kapıldım gidiyorum, umudum yok yarına
Ben de serimi koydum bu aşkın pazarına
Kapıldım gidiyorum, umudum yok yarına
Artık serimi koydum ben bu aşkın yoluna
Kömür gözlüm sende sevda ne arar?
Şirin sözlüm sende vefa ne arar?
Sevmişim yâr yüreğim ona yanar
Yüreğim ona yanar
Kömür gözlüm sende sevda ne arar?
Şirin sözlüm sende vefa ne arar?
Sevmişim yâr yüreğim ona yanar
Yüreğim ona yanar
İdama, giyotine, zamanının burjuvasına, kralına ve yasalarına bir karşı çıkışın manifestosudur bu eser. Eserin ilk baskısından sonra gelen tepkiler üzerine bir de önsüz yazmış ki eserin kaynağını, tohumunu ve gücünü daha da sağlamlaştırmış.
Victor Hugo. Sefiller ve notre dame nin kamburu adlı eserinde de ayrıca bu konuları işlediğini biliyordum. Zamanımızın aktivist dediğimiz insanlarından biridir hugo, işte o dönemde.
Cesareti ve anlayışıyla insanlığa yön veren humanizmiyle farkını nesilden nesile sürdürmüştür. Eserde idama mahkum edilen birinin ruh halini, duygularını, düşüncelerini o kadar samimi ve gerçekçi anlatmış ki, giyotine sanki ben gidiyorum hissine kapıldım.
İdama neden karşı çıktığını sebep, sonuç ve araştırmalarıyla sağlam bir duyuşla sağlam bir duruşla bu eserine yansıtmış.
İdamı, adalet sistemini, giyotini, orda toplanan ayak takımı dediği paris halkını ve toplumun bu vahşi ruh halini eleştirmek ve daha ziyadesiyle karşı çıkıp bunu cesurca dile getirmek için yaratılmış bu eser, belki de daha yüzlerce yıl guncelitesini koruyacaktır.