Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın.
Zamansız atmayın beni gecelere
Uyanamam
...
Kapılar açılsın
Yer minderlerine dertler saçılsın
İçkiler yemekler uzaklarda kalsın
Yalnızca bir sobanın üzerinde
Umudun ve dostluğun çayı koyulansın
...
Yürüdükçe türküler söylesem
Çalsam kapıları birer birer
İşte umut işte aydınlık desem
Kimler tanır beni
Kimler basar ki bağrına
Senin aşkın hususunda bana nasihatın ne faydası olur? Zehir içmişim, şeker bana kâr eder mi? Benim için "Onun ayağına zincir bağlayın" diyorlar; halbuki deli olan gönüldür, ayağıma zincir vurmak neye yarar? ...
kuzenim on yedi yaşında annesinin cesedini elleriyle yıkadı, kan dolu ceset torbasından çıkartıp hem de... ben annemi bugün ölecek sandım diye koşarak hastaneden kaçtım kendine gelince döndüm. Allah dağına göre kar veriyorsa ben tepecik bile değilim. aslında arkadaşlarım senin yaşadıklarını yaşasak deli hastanesine yatardık diyorlar. belki de kar üstüne kar ufaladı durdu beni.
Orucu kaza gerektiren durumlar:
Ağza giren yağmur, kar, doluyu isteyerek yutmak, su içme kapsamında değerlendirilerek orucu bozar.
Abdest alırken su yutmak orucu bozar.
Kasten ağız dolusu kusmak orucu bozar.
Bayılmak, bilinçlilik hâlinin kalkmasından ötürü orucu bozar. (s. 408)
Boğaza inecek şekilde burna bol su çekmek orucu bozar.
İmsak vakti girmesine rağmen yeme-içmeye bile bile devam etmek orucu bozar, kefaret gerekir. (s.409)
İğne, damar yoluyla alınan ilaç, serum, aşı orucu bozar. (s.410)
Zindanlardan taşa taşa kar beni
Mamaklardan Metrislerden sor beni
Diyarbekir'e kanla bastım mührümü
Ceset ceset kefen kefen sar beni
Bu türkü mor dağların emanetidir
Firari mahpuslara bir avuç su
Bir türkü dilimi içerdekine
Çeyiz sandığına oyalı yazma
Memeye süt
Ve baharın toprağa bereketidir
Sığmaz dört duvarın yasına dikenli tele
Cesur