Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu
Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,
Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu;
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
Bir kuytu manastırda dualar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro halinde devamlı,
Bir erganun ahengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanburi Cemil Bey çalıyor eski plakta.
Birdenbire mes`udum işitmek hevesiyle,
Gönlüm dolu İstanbul`un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfezdeyim artık!
Zihnim bu şehirden bu devirden çok uzakta
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu.
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanburi Cemil Bey çalıyor eski plakta.
Yahya Kemal Beyatlı – Kar Musikileri
Hayatı boyunca seremoniye çıkamamış bir dehanın bize bahşettiği bir eserle karşı karşıyayız. Yahya Kemal, çocukluğunda yaşamış olduğu tüm özlemlerini bu eserinde ele almıştır. Kendi ruhsal boşluğundan kelimelere tutunarak çıkmayı başaran şairin, çıkışta ilk karşılaştığı unsur aidiyet ve milli şuur olmuştur. Kendisi olmayı başarmış fertlerden oluşan bir cemiyetin rüyasını gören şair, medeniyet anlayışını da kendilik değerlerinin fark edilmesi düşüncesi üzerine inşa eder. Bunu yaparken insan ruhunu ve kimliğini ortaya çıkaran mekânı, işlevsel olarak kullanır ve mekân ile kimlik arasındaki karşılıklı ilişkiye vurgu yapar.
Yahya Kemal’de tarih, coğrafya ve mekânla birlikte filizlenen medeniyet düşüncesi, Kendi Gök Kubbesi altında toprağa kök salmış insanlardan oluşmaktadır. Hemen hemen bütün şiirlerinde hissedilen, “kendine ait olana özlem duyma” düşüncesi en veciz şekilde Kar Musikîleri şiirinden hareketle örneklendirilebilir.
Varşova’da bir Noel gecesi muhitinden hem fiziksel hem de ruhsal anlamda uzak olan Yahya Kemal, içinde bulunduğu atmosferin yansıttığı heyecanı duymasına rağmen sevinçlerde ve kederlerde ortaklık hissetmez:
Bir erganun âhengi yayılmakta derinden…
Duydumsa da zevk almadım İslav kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanburî Cemil Bey çalıyor eski plakta. (Kar Musıkîleri)
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Fetih Cemiyeti Yayınları · 20183,598 okunma