Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karamsarpollyana

Karamsarpollyana
@karamsarpollyana
Ankara
7 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Bilgisize doğru söz tatsız gelir Ona öğüt ve nasihat faydasızdır Nice kirli şeyler yıkamakla temizlenir Fakat cahil yıkamakla temizlenmeyen kirdir.
Reklam
Çocukların bazen yaşlarının çok üstünde garip sezişleri vardır.
Gece bütün güzelliğiyle inmişti. Ayın on beşi ışıklarını Tanrı'nın rahmeti gibi saçıyordu.. Siganfu sarayından Vey ırmağına kadar olan bütün yerlerde bir başka hava var gibiydi. Bu gece çinlileri bir korku sarmış, kimse sokağa çıkamıyordu. Çünkü o alanda şehitlerin ruhları dolaşıyordu. Birden buralar bulutlandı. Sis gibi, duman gibi, fakat onlardan daha başka, daha güzel bir şey çevreyi sardı. Sonra birdenbire bu dümdüz beyazlığın üzerinde, yerden birisinin kalktığı görüldü. Elinde yerden kaldırılmış, gönderi başlı bir tuğ vardı. Yarasından kanlar akan bu hayalet Kür Şad'dı.. Bir eliyle tuğu yükseltirken, öteki eliyle duman alana bir işaret yaparak "Kalkın!" diye haykırdı. Kırk şehit birden kalktılar. Kür Şad elleriyle ilerde bir yeri gösterdi. "Oraya!" diye gürledi. Gösterdiği yer Tanrı Dağı idi. Tepesinde ataların ruhları dolaşıyordu. Kırk bir şehidin ruhu bir fırtına gibi, bir musiki gibi, bir ışık gibi akarak Tanrı Dağı'na doğru yürümeye başladılar. Onları orada, başlarında Alp Er Tunga olan atalar kafilesi bekliyordu. Bu kırk bir şehidin çevresini bir anda yüz binlerce başka şehitler sardı. Tanrı'nın huzurunda başlayan bu en muhteşem geçit resmi büyük, sonsuz boşluğu sararken birdenbire bir türkü; azametli, ürpertici, Tanrısal bir türkü kainatı titretti: Delinse yer; çökse gök, yansa, kül olsa dört yan Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan. Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan; Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz! Bu türkü hala göklerde çınlıyor. Kür Şad ve kırk arkadaşı, aylı kızıl bayrağı bekleyerek hala ufukları gözlüyor...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
İşte bak sen gözlerin de burda Gözlerinin ucu da burda yaşamaya alışık İyi ki burda yoksa ben ne yapardım Bak çocuğum kolların işte çıplak işte Bak gizlisi saklısı kalmadı günümüzün Gözlerin sabahın sekizinde bana açık Ne günah işlediysek yarı yarıya
Reklam
Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu Namussuz bir çağ bu biliyorsun.
Birçok şeylerin zannettiğimden daha ehemmiyetsiz, basit olduğunu görüp kendi heyecanımdan utanırım...
Kim bilir, başka belirtiler gibi, bakış ve ses de aynı ruhun değişik planlardaki görünümleridir.
Ölüme karşı göz kırpmadan yapılan her saldırış, büyük bir ülkü için çekilen her kılıç, atılan her ok, çekilen her emek, bil ki boşuna değildir.
Bir memlekette bütün inançlar yıkılırsa En vahim olaylara kör gözle bakılırsa Kaç yüz yıllık ağaçlar keyif için yakılırsa İlgililer yakınır: orman sıkıntısı var. Çöktü üzerimize uğursuz gecedir Ondan cüceler bir dev, devlerse bir cücedir Doğrusunu istersen yurdumuzda nicedir Fazilet, namus, şeref ve şan sıkıntısı var.
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.