Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sahibini Arayan Mektuplar
youtu.be/6QArpERG1zs İKİNCİ MEKTUP Aramak... Ömür boyunca aramak... Yanlız seni aramak... Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun
...O ara elektrikler gitti. Her yer karanlık oldu. O an o kadar güzel geldi ki bana, uzun zamandır bu sessizliği arıyormuşum meğer. Çok güzel çok sessiz. Bakış açımdan dört beş yıldız görünüyor. Sokaklar aydınlıkken onlarda görünmüyormuş demekki. Çocukluğumda sanki daha çok yıldız vardı. Eskisi kadar gökyüzünde yıldız yok gibi. Belki de dünyanın en sakin saatleri bu saatler. Tabi zaman farkını yok sayarsak. Şu saatleri daha çok anmalı, şu saatlerde daha çok vakit geçirmeli. Kıymetliymiş meğersem bu saatler. Nasıl arsa, toprak paha ise, bu saatlerde öyle hemde ücretsiz. Nasılda evler sessiz. Herkes uykusunda belki de en huzurlu kendi zamanlarında insanlar. Elektrik, insanı tüketen bir nesne imiş. İnsana aydınlık değil imiş. Radyasyonlu ışıklar, insanı tüketirmiş meğersem. İnsanın içindeki aydınlığı emermiş suni ışıklar. İnsan! Sadece beden, madde değilmiş, bir ruh varmış. Onunda gıdası dinginlikmiş... İnsana sadece insan değilmiş lazım olan, kendini dinlemek de lazımmış. Kulaklar; bütün sesleri duymak değilmiş işlevi, sessizliği de duymakmış ve de gözler ışıltılarda gören bir cisim değil, onunda ihtiyacı varmış karanlığa. Madde karanlık olunca ruh aydınlanırmış meğersem.
Reklam
Delinin Aşk Mektubu - 1
Merhaba. Sana diyebildiğim en yakın söz bu. Oda genelde kısık, durağan ve belki de biraz soğuk bir sesle. Ama ben o "Merhaba" yı çıkarmak için neler çekiyorum bir bilsen. Kaç sinir hücresine dert anlatıyorum, kaç karar milyonlarca olasılıktan “asla” seçiyor. İsyan eden uzuvlarıma, kalbimi tehdit ederek söz geçiriyorum. - Gönlümde bir