Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kanuni ve Karınca Hikâyesi
Kanuni Sultan Süleyman Rahmetullahi Aleyh Topkapı Sarayında Has Bahçede dolaşırken gözüne bir elma ağacı ilişir. Bir elma koparmak için ağaca doğru yaklaştığında ağaca çok sayıda karıncanın musallat olduğunu görür. Derhal has bahçeden sorumlu olan bahçıvanı çağırtır. Ağaçtaki karıncaların başka ağaçlara da dadanıp kurutmaması için ağacın
Karınca ve Kanuni Sultan Süleyman Hikayesi
Hz. Peygamber efendimiz sallahu aleyhi vesellemden Osmanlı Devleti’nin nihayetine kadar padişahından kalkına herkesin mesleğinde ayrı bir mesleği bulunurdu. Ne zaman boş vakitleri olsa o meslekle nefislerini meşgul ederlerdi. Bilirlerdi ki nefsini meşgul etmeyen kişiyi nefsi meleyâni şeylerle meşgul ederdi. Kanuni Sultan Süleyman, devlet işlerinden arta kalan vakitte Topkapı Sarayının bahçesinde ağaç yetiştirmekle meşgul olurdu. Birgün yetiştirdiği meyve ağaçlarını karıncaların sardığını gördü. Ağaçlara zarar veren karıncaların itlaf edilmesini ve karıncaların bürüdüğü ağacın kesilip kesilmemesi hususunu bir tezkîre ile Şeyhülislâm Ebussuud Efendi’ye sordu. Hemde öyle şairâne bir dil ile sordu ki; Dırahta ger ziyan etse karınca Günâhı var mıdır ânı kırınca? (Eğer karınca ağaca zarar veriyor, onu kurutuyorsa, karıncayı yok etmenin bir günahı var mıdır?) Ebussuud Efendi, zamanın şeyhülislâmıdır. Kanuni’ye hoş görünmek için, karıncanın ölmesinden ne olur padişahım, diyebilirdi, fakat o, ince bir nükteyle bakın ne diyor, bu da sanatkâr bir padişaha sıradan bir cevap değildir: Yarın Hakk’ın dîvânına varınca Süleyman’dan hakkın alır karınca.