Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceren Koçoğlu

Yetişkin bir insanda kaygı yatatabilecek nitelikteki düşünce ve duyguları, seçici bir biçimde bilincinden uzak tutabilir... Sevdiği insan tarafından terk edilen biri onun kendine tekrar dönebileceği inancını sürdürerek reddedilmiş olmanın acısını hafifletmeye çalışabilir
Reklam
Bir insanın entelektüel yönleri çok iyi geliştiği halde duygusal yönden olgunlaşmamış olabilir. Sahip olduğu bilgiler duygusal benliğiyle,bütünleşmemiş olduğundan, kendisini yine de yetersiz bulur ve bu durumun kalabalık karşısında fark edileceği kaygısına kapılır.
Kaygı duygusunun yoğunluğu oranında davranışlar da aksar, algılama ve dikkat bozuklukları ortaya çıkar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir insan babasını sert ve katı bir insan olarak alhılamışsa ilerideki yaşamında karşılaştığı yönetici, öğretmen ve polis gibi otoriteyi temsil eden erkeklerden de benzer davranışları bekleyebilir
Kaygılı insanın kendisini yeteneksiz ve yetersiz bulmasının gerisinde düşmanca eğlimlerden kaynaklanan kendini lanetlrme duyguları bulunur.
Reklam
Gerekli eğitim ve görenekten yoksun ve kişilikleri yeterince gelişmemiş ana babaların birbirine karşıt düşen istekleri ve öğütleri çocuğun şaşkınlığa düşmesine ve kaygılar geliştirmesine neden olur. Çekişmeleri boşandıktan sonra da sürdüren çiftlerin çocukları için durum daha da karmaşıktır. Çocuğun ilk toplumsallaşma deneyimlerinde karşılaştığı güçlükler de kaygı duygularının yerleşmesi neden olabilir. Çocuk, kendi yaşıtlarıyla da baş edebilmek için bazı yöntemler geliştirmek zorundadır. Arkadaş ilişkilerinde karşılaştığı itici ve küçük düşürücü davranışlar, özellikle evde de benzer tepkilerle karşılaşıyorsa çocukta yıkıcı izler bırakabilir. Sözü edilen koşullarda yetişen çocukta düşman bir dünya içerisinde yaşamakta olduğu duygusu gelişir.
Kaygılı insan kaygılarına katılmayan kişilere karşı bir yandan kızgınlık yaşar ve onları kendisini ciddiye almamakla suçlarken, öte yandan kendisiyle birlikte sütüklrnmedikleri için onlara saygı ve güven duyar
Oysa bir insan ancak kendi içinde devrikse başkaları tarafından devrilebilir.
Kimi insan entelektüel bir üstünlük geliştirip her şeyin iradr ve mantık gücüyle çözümlenebileceğine kendisini inandırmaya çalışır, ama duygusal yaşamında da yalnızdır ya da başarısızdır. Yaşamı kendisini üstün hissedebileceği durumlarla sınırlandırdığından yeni deneyimler ve değişik yaşantılara kapalıdır
Kadın "erkek", erkek de "daha erkek" olmakla güçlü olabileceğine inanır.
Reklam
İnsan, kişiliğini bütünleştirebilme çabası içinde bazen olmak istediği kişiyle bazen de hoşlanmadığı benliğiyle özdeşleşir. Ancak hangi yöne giderse gitsin ikisi arasındaki çatışmadan kurtulamaz ve bu durum ona acı verir
Değersizlik duygularına karşı böylesine mantıkdışı bir gurur sistemi geliştirmiş olan bir kişi, kusursuz saydığı benliğine uygun düşmeyen davranışlarda bulunduğunu fark ettiğinde kusurunu kesinlikle hoş görmez. Neden öyle davrandığını anlamaya çalışmak yerine kendisini yargılar ve eleştirir. Kendisine olan hoşgörüsüzlüğü gerçek dünyasını ablayabilmesini ve yaşadığı olaylardan ders alabilmesini engeller. Gerçek kişiliğinin olmak istediği kişinin özelliklerine sahip olamaması, bocalamasına neden olur.
Değersizlik duygularına karşı böylesine mantıkdışı bir gurur sistemi geliştirmiş olan bir kişi, kusursuz saydığı benliğine uygun düşmeyen davranışlarda bulunduğunu fark ettiğinde kusurunu kesinlikle hoş görmez. Neden öyle davrandığını anlamaya çalışmak yerine kendisini yargılar ve eleştirir. Kendisine olan hoşgörüsüzlüğü gerçek dünyasını ablayabilmesini ve yaşadığı olaylardan ders alabilmesini engeller. Gerçek kişiliğinin olmak istediği kişinin özelliklerine sahip olamaması, bocalamasına neden olur.
İnsanların hayranlığını kazanmayı amaç edinmiş biri, bir yandan bunun için çaba gösterirken öte yandan kendisini herkesin hayranlığını kazanmış biri olarak görür. Bir yandan herkesin kendisine hayran olduğuna inanırken öte orandan bunun çevresindeki insanlar tarafından sürekli doğrulanmasını ister. Beklediği övgüyü bulamadığı zamanlarda çevresini buna zorlayıcı davranışlara girişir. Kendisine göre bu onun hakkıdır.
Kişinin bireyleşebilmesi için insanın kendisine ilişkin gerçekleri olabildiğince bilinçlrndirebilmesi gerekir. Ne var ki birçok insan kendini tanımak çin çaba gmstermeksizin yaşamına anlam katabilmeuü umar ve beklediklerini bulabilmek için bir mucizenin gerçekleşmesini bekler. Oysa insan, gerçeklerini tanıyabildiği oranda kendisiyle ulaşır ve çevresine karşı da daha hoşgörülü olur. Bunu başaramayan biri ise hoşlanmadığı ve kabul etmediği bilinçdışı benliğini diğer insanlara yansıtır, onları eleştirir ve kınar. Bunu yaparken, aslında tanımadığı gerçek benliğini seyretmekte olduğunun farkında değildir.
241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.