Bu çarpıtma,kişisel özelliklerinizi siyah yada beyaz gibi uç noktalarda görmeniz demektir.Örneğin,ünlü bir politikacı bana, "Belediye başkanlığı seçimlerini kaybettim.Ben bir hiçim!" demişti. Her zaman 'A' alan bir öğrenci 'B' aldığında "İşe yaramazın tekiyim" sonucuna varır.Hep yada hiç düşüncesi,mükemmeliyetçiliğin temelini oluşturur.Herhangi bir yanlış yada hatadan korkarsınız çünkü, o zaman kendinizi başarısız, beceriksiz, yetersiz ve değersiz hissedersiniz.
Olayları bu şekilde değerlendirmek gerçek dışıdır çünkü hayat çok seyrek olarak "ya öyle ya da böyle"dir. Örneğin, hiç kimse bütünüyle zeki yada tamamen aptal değildir.Aynı şekilde, hiç kimse her şeyiyle çekici yada tamamıyla çirkin değildir. Oturduğunuz odanın yerlerine bakın şimdi. Mükemmel temizlikte mi? Her noktasında kir ve tozlar mı birikmiş? Yada kısmen mi temiz? Bu evrende "mutlak" yoktur. Eğer yaşantınızı "mutlak" lık sınırlarına doğru zorlarsanız, sürekli bunalımda hissedersiniz çünkü, algılarınız gerçeklerle örtüşmez. Kendinizi sonsuza kadar övgü almamaya mahkum edersiniz çünkü, yaptığınız hiç bir şey abartılmış beklentilerinizi karşılayamaz. Bu algısal yanlışlıgın teknik adı "kutupsal düşünme"dir. Her şeyi siyah-beyaz olarak görürsünüz ve griler yoktur.