"Oyunun başında, hiç varyasyon yoktur. Taşları yerleştirmenin tek bir yolu vardır. İlk altı hamlenin ardından dokuz milyon varyasyon ortaya çıkar. Sekiz hamleden
sonra 288 milyar farklı seçenek belirir. Olasılıklar gitgide artar. Satranç oynamanın evrendeki gözlemlenebilir atom sayısından daha çok yolu vardır. Yani işler bayağı bir karışır. Oynamanın tek bir doğru yolu yoktur, birçok yolu vardır. Satrançta olduğu gibi, hayatta da
her şeyin temelinde olasılık yatar. Bütün umutların, bütün hayallerin, pişmanlıkların, yaşadığımız her bir ânın."
Ash sosyal medyada iletişim kurdukça yalnızlaştığımız inancındaydı.
"Bu yüzden artık herkes birbirinden nefret ediyor," diyerek fikrini belirtmiști. Çünkü arkadaşları olmayan arkadaşların aşırı yüklemesine maruz kalıyorlar.
" Herhalde bütün sanatlar tam bir adanmışlık istiyordu. Eyleme ne kadar yoğunlaşırsanız, diğer șeylerden o kadar uzaklaşıyordunuz. Kendiniz olmaktan kurtulup yaptığınız şeye dönüşüyordunuz. "
"İstemek," dedi ölçülü bir sesle, ilginç bir sözcüktür. Yoksunluğu anlatır. Bazen o boşluğu başka bir șeyle doldururuz ve ilk baştaki istek bütünüyle kaybolur. Belki de senin sorunun istemek değil, yoksun olmak
İnsanlar șehir gibiydi. Bazı kötü
yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanlar, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.