İnsanlardan uzaklaşınca, kendine yaklaşıyor insan. Koparılmış papatyaların, sahilleri süsleyen yaprakları kadar kendimim aslında. Herhangi bir bedene ihtiyaç duymadan, uçurumlara saçılmış organlar kadar insanım. İnsanım ben.. kırgınlıkları gökyüzü kadar sonsuz, hayal kırıkları bulutlara sığmayacak kadar çok, ürkek ve naif bir insan. 24 saatlik ömrüne, galaksiler dolusu acıyı sığdırmış kelebek kadar umutlu. Peşinden koşulan otobüsler, sigara paketi unutulan banklar. Umutlarını çürüten, en ücra sokaklarda mendil satan çocuklar da benim. Sonra radyo da sevdiğin şarkı çalıyor, sonra hafif bir yağmur. Maneviyatı odak noktasına koymuş, hayat felsefesi gece olan bir insanım. Mutlulukları su kadar saydam, mutsuzlukları gece kadar derin bir insan. Yosun tutmuş kaldırımlar da çocukluğunu arayan, uçsuz bucaksız sahiller de sigara izmariti ezen evsiz de benim.. "Bir papatya konuşurur durur, şurda, ağzımın kenarında."