Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kelebek Etkisi

Kelebek Etkisi
@kelebekkaosu
“Kitapta kaldığın yere ayraç koymak, yarına çıkacağını sessizce umut etmektir...” “Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı...”
Bir gün dibe vurduğunuzda, zemine basıp yükselişe geçebilmeniz için, kırmızı çizginizi önceden net bir kafayla tespit etmelisiniz.
Sayfa 44 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Beni öldürmeyen darbe, beni güçlendirir." Nietzsche
Sayfa 43 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Eğer sürekli geçmişimize bakarak yaşamamız istenseydi, gözlerimiz ensemizde olurdu! Geçmişteki başarısızlıklarımızın sürekli gözümüzün önünde olması gerekseydi, şakaklarımızda dikiz aynası olurdu! Akıl her şeyden üstün olmasaydı, vücuttaki en üst noktaya beyin konmazdı!
Sayfa 39 - Alfa YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Shakespeare'e atfedilen bir metinde, "İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkar" deniyor. "İnsanlar sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten çekindiği için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, dolu dolu yaşayamadığı için."
Sayfa 39 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Ayrıntısını iyi bilmediğiniz bir şeyi tam anlayamazsınız, anlayamadığımız şeyi kontrol edemezsiniz, kontrol edemediğiniz şeyi yönetemezsiniz, yönetemediğiniz şey ise sizi yönetir!
Sayfa 38 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşlı adam hapisteki oğluna mektup yazar: "Patates ekmek için tarlanın kazılması gerekiyor. Yaşlı ve hastayım, yapamıyorum. Yanımda olsaydın, ne iyi olurdu..." Oğlu mektubu okur, hüzünlenir, ama hapistedir. Bu gerçek çaresizlik durumunda yapılacak bir şey yok gibi görünmektedir. Neyse ki genç adam bizim gibi düşünmez. Hemen babasına cevap yazar: "Baba, sakın tarlayı kazma, cesetleri oraya gömdüm!" Polis cezaevi mektubunu okuyunca hemen harekete geçer, kanıtları bulmak için tarlayı baştan sona kazar, fakat bir şey bulamaz! Birkaç gün sonra yaşlı adam oğlundan bir mektup daha alır: "Baba, bu şartlarda elimden gelenin en iyisini yaptım!" Aşılamaz görülen engelleri zekâ ve farklı düşünmenin gücüyle aşmak, yaratıcı başarı tarzıdır. Yaratıcı başarı eldeki imkânlara bağlı olmadığı için, sınırlı imkânlarla sınırları zorlayan sonuçlar aldırabilir.
Sayfa 38 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Bir seçime dayanan, amaçlı ve anlamlı acılar insanı onurlandırır. İnsana dayanma gücü verir. Kendi seçimi olmayan anlamsız ve amaçsız bir acıya katlanmak, insan ruhunda Kafkaesk bir kasvet yaratacaktır. Bu da hayatta bir amaç sahibi olmanın önemini gösterir. Amaçsızlık acının şiddetini artırır, amaç acıyı anlamlı ve katlanabilir kılar.
Sayfa 36 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Günümüzün hızlı değişim ortamında, arazi sık sık yenilendiği için, başarı ve başarısızlık derslerinin son kullanma tarihi hızla kısalıyor. Bu da, hayat boyu öğrenmeyi tercih olmaktan çıkarıp mecburiyet haline getiriyor. Peki, bu durumda nasıl düşünmeliyiz? Her sabah dünya yeniden kurulur! Her sabah şartlar yeniden oluşur. Her gece kader ihtimalleri yeniden düzenler. Dün yapılamayan bugün yapılabilir hale gelebilir. Bugün mümkün olan yarın olmayabilir. Her gün yeniden ihtimallere "yoklama çekmek" gerekir.
Sayfa 24 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Öğrenmek, kendini güncellemektir.
Sayfa 24 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Hayat atalet değil, hareket üzerine kurulmuştur. Varoluşsal bir zorunluluktur eylem. Bunu da en iyi şu deyiş anlatır: "Afrika'da her sabah bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa yok olacağını bilir. Afrika'da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa açlıktan öleceğini bilir. Aslan ya da ceylan olmanızın önemi yok, yeter ki her sabah kalktığınızda koşmanız gerektiğini bilin."
Sayfa 14 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hikâyeyi muhtemelen bilirsiniz; birkaç pire alınıp 30 santim yüksekliğindeki bir cam fanusun içine bırakılır. Fanusun üstüne cam, zeminine ise metal yerleştirilir. Sonra metal zemin ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışır, ama kafalarını tavandaki cama çarparak düşerler. Zemin sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, bir daha başlarını cama vururlar! Pireler camın ne olduğunu bilmediklerilerinden, kendilerini neyin engellediğini de anlayamazlar. Defalarca kafayı cama çarptıktan sonra o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler. Bu aşamada tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Tüm pireler eşit yüksekliğe, yani 30 santime zıplar! Üzerlerinde cam engeli artık yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır, ama buna cesaret edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı "hayat dersi"ne sadık halde yaşarlar.
Sayfa 12 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Kullanma kılavuzunu yanımıza almadan geliyoruz dünyaya. Nasıl yaşamamız gerektiğini yaşarken öğreniyoruz. Hayallerden yapılma bir hayatı, aynı anda hem ilk hem de son kez yaşıyoruz.
Sayfa 7 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Geri165
989 öğeden 976 ile 989 arasındakiler gösteriliyor.