Zülf-ü Kaküllerin Amber Misali
Buy-U Erguvan Dan Güzelsin Güzel
Kızarmış Gonca Gül Gibi Yüzlerin
Şah-I Gülistan Dan Güzelsin Güzel
Yüzünde Yeşil Ben Aşikar Olmuş
Çekilmiş Kaşların Zülfikar Olmuş
Gözlerin Aleme Hükümdar Olmuş
Dolu dolu yaşamak da nedir; "boş" diye yerinden edip neyi boşalttığını bilmediğin şeylerin yerini, neyle "dolu" olduğunu da bilmediğin şeylerle doldurmaya çalışmak?
Oysa ki hayatı, herkes gibi doyasıya yaşamanın ardına düşmek de büyük bir "boş"luktur, eğer yaş kemale erince onca kaybedilen zamanı telafi edip seni yaşamın zirvesine çıkaracak "dolu" bir sebebin yoksa.
Kenan Taban
Sırf kalabalıklardan güç bulabilmek için bir taraf seçiyorsa, asıl o zaman güçsüz ve zayıftır insan.
Geçecek taraf arama, duracak yer ara doğrunun mücadelesinde. Çünkü ancak o zaman, gerçek rengi bilinmeyen doğruların arayışında başkalarının yönelmediği taraflarda da; hiç ayak basılmamış yerlerde de yer bulabilirsin.
Kenan Taban
Olağanın ne kadarından haberdar olursan o kadar üstüne çıkarsın.
Hayatta olağanüstülüklerin bu kadar çok olması, belki de sadece bildikleri ve bilmedikleri arasında çaresiz kalan bizlerin bir şeylerin ne kadar üstünden gelebildiği ve bir şeyler karşısında ne kadar altüst olduğuyla alakalı bir durumdur.
Kenan Taban
"Geceleri, kapı gıcırtılarıyla ses bulurdu çaresizliğimiz.
Sitemini en iyi, onların sesiyle dile getirirdi kimimiz.
Titrerdi ışığı mumun, biz de titrerdik...
Ne garipti bu; titreyen ışığın altında bile, ısınmaya çalışırdı birimiz."
Beyin, insanın kafasındaki bir kemirgendir: onunla hayatı sevmesi ya da hayatla oynaması... keyiflidir ancak onu besleyip büyütmesi, takip etmesi; bedenine, ömrüne... bir evlat gibi hayırlı ve vefalı kılmak zordur.
Çünkü bir fare gibi girmediği yer, parçalayıp tahrip etmediği şey kalmadığı kadar bir tavşan gibi de doğurmadan durmaz.
Duygularında hassas olan insanları gürültüyle, patırtıyla duyularından sarsamazsınız. Çünkü insan ancak güven bulduklarının yokluğunda dengesini kaybetmeye başlar.