Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendilik kavramı üzerine / Soren Kierkegaard
Beden; kendiliğin fiziksel yanıdır , Ruh; duygusal yanıdır ve Tin (Tanrı); ilişkisel veya diyalektik yanıdır(Ruh ile Bedenin buluştuğu ortak nokta). Varlığın ilksel (ilk) durumunda Ruh ve Beden; dolaysız bir birlik içinde ilişkilidir. İnsanın Bedenle dolaysız ilişkisi Ruhsal olarak belirlenir - yani varoluşu, psikolojik ihtiyaçları yoluyla belirlenir. Bu Ruh-Beden birliği içerisinde gizli olan Tin(Tanrı) ise kendini belirlemenin(yansıtmanın) olanağıdır(yoludur, imkanıdır). Tin(Tanrı), psikosomatik(psikolojik rahatsızlıkların bedensel olarak dışa vurulması) varlığın edilgen(dolaysız, pasif) birliğini( Ruh ile Bedenin dolaysız ilişkisini) bozarak ve onu kendisinden sorumlu olmaya teşvik ederek(Tanrı'ya karşı sorumlu), sürekli olarak kendini (Tanrı'yı) olası bir varlık hali olarak yansıtır(Tanrı'nın var olduğunu hatırlatan). İlişki (Ruh ile Bedenin dolaysız ilişkisi), bu olanağı(Tanrı'nın var olduğunu hatırlatan) gerçekleştirdiğinde bir "o(var olduğu ruhsal ve bedensel kişilik)" olmaktan, bir "kendilik(kendi olma)" olmaya geçiş yapmıştır. Ama böylece gerçekleştirilmiş kendi olmaklığı(kendi olma durumu) kaybetme tehlikesi her zaman için mevcut olan bir tehlikedir. O zaman, kendi olmaklığı (kendi olmayı) kuran ilişki (kişinin kendisi ile ilişkisi), kendilik, Tinin (Tanrı) yansıttığı olanağı(Tanrı'nın var olduğunu, Ruh ve Beden'e yansıtması) gerçekleştirdiği müddetçe sürer. Bir başka deyişle; kendilik, Ruh ile Bedenin dolaysız ilişkisi değildir ama bu dolaysız ilişkinin kendi kendisi ile ilişkili olması olgusunundan ibarettir. Bu dolaylı ilişkiyi mümkün kılan Güç de Tindir. (Tanrı)
Sayfa 108 - Say YayineviKitabı yarım bıraktı