İnsan anatomisini anlarım da ruh anatomisini asla.
Bugünlerde kendime yabancıyım... Ne istiyorsun bu hayattan diye soruyorum kendime. Mal mülk para mı? Hayır, hayır bu değil. Saygınlık? evet olabilir kim istemez ki saygın biri olmayı? Sevgi? evet evet sevgi... Açım, hem de çok aç... İliklerime kadar sevmek, sevilmek istiyorum. Belki de bu yüzdendir karışıklıklarım. Belki Sevgi oradadır diye her taşın altına bakmışlığım. Ama yoruldum... gerçekten yoruldum... Hevesle belki sevgi oradadır diye kaldırdığım her taşın altının boş çıkmasından yoruldum. Buna rağmen yine nasıl oluyor da vaz geçmiyorum? Bu dengesizliğin içinde eziliyorum. Anlam veremiyorum insan kendisine yabancı olur mu? Oluyor işte tıpkı benim anlam veremeyişim gibi. Bazen mutluluğu bir adım ötedeymiş gibi hissediyor, bazense sonsuz uzaklıktaymış gibi. Birbirine bu kadar zıt olan iki his aynı anda aynı insanda nasıl mevcut olabiliyor? İnsan anatomisini anlarım da ruh anatomisini asla.
BABAMIN ODASI...
-Ne işimiz var anne bu mahallede? Neden cevap vermiyorsun?Neden bu binada durdun? -Hiçbir şey sorma,sadece gel. (Anne kız bir binadan içeri girerler ve bir dairenin önünde dururlar, anne anahtarla dairenin kapısını açar ve içeri girerler) -Anne bu evde kimin, neden anahtarı var sende? -Satın aldım, bize ait artık bu ev. -Seni anlamıyorum anne.
Reklam
Tuncel Kurtiz
Şimdi herkes sevdiğinin ona gelmesini bekliyor. Herkes mutluluğu kendi hakkı biliyor. Herkes onca acının sonunda karşılığını istiyor. Peki bu hikayede kim sonunda mutlu olmayı hak ediyor. Haklı olmak yeterli değildir her zaman. Olur mu? Her şeye rağmen zayıfları ezen kocaman kötülere rağmen küçük mucizeler olur mu hayatta? İyiliklerinden başka hiç bir şey kuşanmamış küçücük savaşçılar hak ettikleri mutlululuğa kavuşacak mı sonunda? Bu sefer herkes hakettiğini bulsun istiyorsun. Bu sefer içlerinden biri ölsün biri kurtulsun istiyorsun…
Yalnızlık sadece kendi arkadaşlığından zevk almayı bıraktığında seni tüketir. Kim ve ne olduğunu, ne istediğini anlamak için öz değerlendirme için aldığın zaman? Nereye gitmek istiyorsun? Ne yapmak istiyorsun? bir lütuftur. Hayatınızı daha iyi anlamaya sahip olmanın, bir yöne sahip olmanın ve kendi rehberiniz olmanın ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız. Yalnızlık kılık değiştirmiş yalnızlıktan başka bir şey değildir. Zihninizi kendiniz hakkında iyi ve güven duymanızı sağlayan düşünceler üretmek için ne kadar çok eğitirseniz kendinizle birlikte olmayı o kadar çok seveceksiniz. Her zaman yalnız olmanın etrafındaki karanlık canlıların yarattığı gölgelerle çevrili olmaktan çok daha iyidir. İçinizdeki ışığın loş olduğunu hissedebilirsiniz ama farkında olmadığınız şey bu ışık sizi her zaman korkutan karanlıktan kurtulmak için yeterlidir. Yalnız ya da farklı olduğumuz için her zaman daha az, düşük, garip, sevilmeyen veya eksik hissetmeye koşullanmışızdır. Kabuğunuzun içinde güvende hissediyorsanız orası sizin bölgeniz, istediğiniz kadar orada kalın çünkü içinden çıkmak bir seçim olmalı mecburiyet değil! Bırak içindeki loş ışık dünyanı aydınlatmaya yetsin❤️
⭐👉 KENDİNİ YENİDEN TASARLA.! ⭐ Tüm insanlık tarihinde genetik aktarım diye bir durum var. Bu aktarımla beraber dünyaya gelen çocuk, yaşam enerjisinin yüzde ellisini anneden, yüzde ellisini de babadan alır. Daha sonra buna çevre de eklenince kişinin kendi olmaya çalıştığı tasarımı ortaya çıkar. ⭐ Çocuk dünyaya geldiğinde mukayese gücü olmadığı
Haksızlık
Haksızlığa karşı haksızlık yapmak istersin ama bazen haksızlık yaptı diye vazgeçemezsin sevmekten. Senin canını yaktı diye canını yakmak istersin ama sonunda yaktığında o canı, asıl haksızlık ona bu kadar üzülmeden edemezsin. Haksızlığa uğrayan adam bir daha haksızlığa uğramamak için kapar kendini; taa ki bir daha istese de bir şey hissedemeyene dek. Haksızlığa uğrayınca bir kere en zoru inanmaktır yine kendine, hakkı yenen adam öfkeli değildir sırf utanır, utanır bütün bunlara izin verdiğine. Haksızlıktan değil utancını kapasın diye karar verir kötü olmaya. Başkalarının umutlarına saplar hançerini çünkü korkar kendi umutlanmaya. Asıl haksızlık ihanet değildir, ihanetle aydınlığı kapamaktır, umutları öldürmektir. Taa ki hayat kendi nefesini sana ödünç verene dek, taa ki bir daha aynaya bakmaya cesaret edene dek. Şimdi herkes sevdiğinin ona gelmesini bekliyor. Herkes mutluluğu kendi hakkı biliyor. Herkes onca acının sonunda karşılığını istiyor. Peki bu hikayede kim sonunda mutlu olmayı hak ediyor. Haklı olmak yeterli değildir her zaman. Olur mu? Her şeye rağmen zayıfları ezen kocaman kötülere rağmen küçük mucizeler olur mu hayatta? İyiliklerinden başka hiç bir şey kuşanmamış küçücük savaşçılar hak ettikleri mutlululuğa kavuşacak mı sonunda? Bu sefer herkes hakettiğini bulsun istiyorsun. Bu sefer içlerinden biri ölsün biri kurtulsun istiyorsun… TUNCEL KURTİZ youtu.be/cDAzNfIJHBE
Reklam
42 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.