Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle
YERYÜZÜNÜN YANITI
Yeryüzü kaldırdı başını
Kasvetli ve korkutucu karanlıktan.
Işığı yitmiş,
Korkudan taş kesilmiş!
Ve zincirleri boz bir kederle kaplanmış.
Bir tek söz yeter karanlıkları aydınlatmaya Düşleri gerçeğe dönüştürmeye
Söyle bana sevdiğim
Beni sevdiğini söyle
Çöz boğazıma düğümlenmiş bütün zincirleri
Kır geçir ne varsa senden gayrı
Hadi söyle bana sevdiğini
Her şey ilk adımla başlar.
Dönüp dönüp bakma ardına,
Çünkü senin yürümediğin yoldan yürümez hiç kimse.
Ve yürümüşsen bir kez, menzil de sana yürüyecek göreceksin.
Yol vardır derde salar, yol vardır müptezel kılar.
Kitap'tan çıkıp Kitap'a ulaşmıyorsa yol dediğin, salla gitsin.
Kitap'a yolcu olmayan yolcu olamaz aşka.
Yürüyeceksin, aşkı bileceksin,
Otobüsğn gelip gelmeyeceği çok manidar bir durum. Öylece bekliyorum durakta karşı tarafta 17 yaşlarında çocuklar çalışıyor hemen yanında inşaat halindeki yapıda çalışanlar aralarında esmer saçlarını asker traşı gibi kesmiş bir çocuk kürtçe şarkı söylüyor sadece kürtçe olduğunu anlıyorum sesi kulağa hoş gelen bir nida gibi.. Ara sıra boşluğa