Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah be Hakkı Celis
Yalnız büyümek değil, ihtiyarladım bile, Seniha Abla, dedi. Siz çok gezdiniz, çok gördünüz. Fakat ben çok düşündüm, çok hissettim. O kadar ki, bütün fikirler, bütün hisler bana şimdi yavan geliyor. Siz bu bezginliğe vasıl oldunuz mu? Nerede? Her tarafınızdan arzu, emel, gençlik fışkırıyor, şimdi 'haydi!' deseler bir seneden beri yaptığınız seyahatleri aynı iştiha ile tekrar edebileceksiniz. Fakat, ben düşündüklerimi tekrar düşünmek, hissettiklerimi tekrar hissetmek istemeyeceğim. Seniha abla, bizi pişiren ıstıraptır; gezip görmek değildir. Sizden evvel kaç kişi Avrupa'ya gitti geldi. Bunların bazılarının kıyafetlerinde epeyce değişiklik gördüm, fakat ruhlarında ne değişti; bilmiyorum. Bunlar bize oradan, başlarında bir acayip sarhoşluk ve gözlerinde safiyane bir hayretle avdet ettiler. Seniha abla, siz de bunlardan biri misiniz?
Sayfa 164Kitabı okudu
Dünyada eş yüzler olduğu gibi, eş ruhlar da vardır. Bunlar diğer ruhların kalabalığı arasında mütemadiyen birbirini ararlar, yaştan münezzeh oldukları için yılların açtığı mesafe buluşmalarına mani değildir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Gözünüz önünde aylarca yalnız başıma, çarmıhımı omzumda taşıdım da biriniz farkına varmadınız…
Sayfa 132Kitabı okudu
Bu yirminci sene, yirminci sonbahardı. Genç kız: "Ben de, ben de bu bahçe gibi çürüyeceğim;" dedi; "günün birinde farkına varmaksızın ben de ansızın bir tabaka kuru yaprak yığını altında görülmez olacağım!"
Sayfa 131Kitabı okudu
"Kalbimi kırdı; kalbimi fena kırdı. Hiç ummazdım. Bu kadarına hiç ihtimal vermezdim," dedi.
Sayfa 126Kitabı okudu
Sevilen adam, bizi çağıran seslerden biridir, fakat hayat yoldaşı bizi o seslere doğru götüren kimsedir, bu kimse kâh önümüzden, kâh arkamızdan yürür, bizi birtakım kazalardan siyanet eder, birtakım zahmetlerden kurtarır, ettiğimiz hataları tamire çalışır, masraflarımızı öder...
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Bunun içindir ki, bir gün Faik Beyle baş başa verdik, düşündük, taşındık; birbirimizle evlenmeyi pek fena bir iş bulduk: Onda benim arzularımı temin edecek kadar bir servet, bende ona muhtaç olmayacak kadar bir çeyiz yoktu. Dedik ki: Şimdi sevişiyoruz. Fakat, o zaman didişeceğiz; birbirimize ağır gelecegiz; birbirimizden nefret edeceğiz! O bilir ki benim arzularım -hırslarım dese daha iyi olur - hadsiz hesapsızdır; evet, hırslarım, hadsiz hesapsızdır!..
Sayfa 122Kitabı okudu
Çok okudum; çok öğrendim; çok düşündüm, çok tahlil ettim. Biliyorum ki, hayat denilen şey, içinde doğup büyüdüğüm bu hapishanenin dışında, gürültülü, geniş, aydınlık, acayip, hazin, neşeli, düz, yılankavi, inişli yokuşlu, bitmez tükenmez bir sahadır. Oradan bin türlü sesler işitiyorum; bu sesler her biri başka tarzda, bir başka lisanda bana, 'gel' diyor. Kendimi güç zaptediyorum. Fakat, bugün değilse yarın mutlaka bu seslerden birine doğru koşacağım. Mutlaka!..
Sayfa 122Kitabı okudu
Günün birinde şıppadak gözünüz açılacak amma,iş işten geçmiş olacak.
Sayfa 121Kitabı okudu
Bu konağın çivisinden, tahta budağından kapılarına ve damına varıncaya kadar her noktasından ayrı ayrı nefret ediyordu.
Sayfa 118Kitabı okudu
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.