Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cemil Meriç
Ya İslâmiyet? Hümanizm putperest sanata karşı duyulan hayranlıksa, Müslüman dünya böyle bir muhabbetten ha­bersiz yaşamıştır. Çölde doğan İslâmiyet, Yunan şiirinin çıl­gın ve günahkâr cazibesine kapalıydı. Sirenlerin şarkısını engin denizlere açılmayanlar duyamazlardı ki. İslâmiyet Yu­nan ve Roma’dan düşünceyi almıştı, besleyici unsurları var­lığına katmış, posayı bırakmıştı geriye. Unutmayalım ki ka­ranlıklar içinde bocalayan Avrupa’ya Antikçağ’ın en büyük dâhisini, Aristo’yu, müslümanlar tanıtmıştır. Yani Batı hü­manizminin ana kaynaklarından biri İslâmiyet’tir. Ne var ki İslâmiyet’i Homeros da ilgilendirmemiştir, Virjil de. Câhiz (772-870) için dünya şiiri Yedi Askı şairleriyle başlar. İslâ­miyet Yunan ve Latin sanatına niçin dönecekti? Ne dilde, ne zevklerde ortaklık söz konusuydu.
Cemil Meriç
Marksizmin Dinlere Meydan Okuyuşu ... Eski İslâm tarihçilerine göre, Sahabe'den Ebu Zer El Gıfari, Hristiyan ve Musevi rahiplerinin açgözlülüklerini kı­nayan bir ayeti yorumladığı için muahezelere uğramış. Ebu Zer’in suçu; bu ayetin İslâm zenginleri için de geçerli olduğunu söylemek, Cenab-ı Hak bize de ihtarda bulunu­yor, demek. Güzel bir örnek bence. İktidara geçen her ide­oloji, dayandığı prensipler sayesinde, başkalarında ayan beyan gördüğü kusurlardan münezzeh olduğuna inanır; kendi hatalarına gözlerini yummak, onları gizlemek, hatta meziyet gibi göstermek eğilimindedir. Bunun için gerçekleştirilen toplumun, tahayyül edilen topluma tıpatıp uydu­ğunu ispata çalışır. Bir adam ayağa kalkıp da, durun baka­lım, prensipleri çiğniyorsunuz, prensipler, bağlı olduğunuz ideolojik teşkilât üyeleri için de geçerlidir, deyince, bir dö­nemeç aşılmış olur. Münzevi Ebu Zer’in, bu ayet bizim için de nazil olmuştur diye haykırması, tarihin devam ettiğinin, beşer vicdanının ölmediğinin, gerçeğin pürüzleri karşısın­da birilerinin daima sesini yükselteceğinin inkâr kabul et­mez bir delili. Tarih boyunca nadiren şahit olduğumuz bir ihtar. Bu ihtarlar sayesindedir ki, insan tabiatına hâlâ güve­nebiliyoruz. Yaratıcı iyimserlik İslâm’da başlangıçtan itibaren mevcut. İslâmiyet, insan aracılığıyla zulümsüz bir toplum kurmayı emreder. Tabii Allah’ın inayetiyle ama insan aracılığıyla. Klasik İslâmiyet asırlarca şeriatın zulmü önleyeceğine inanmıştır. Ama acaba Şeriat, adaletin gerçekleşmesi, zulmün önlenmesi için yeterli olmuş mudur?
Reklam
Cemil Meriç
Kâinat mutlak bir teslimiyet içinde. Huzursuz olan, yal­nız insan. Gece gündüz huzursuz. Siteler yükseltiyor, sis­temler kuruyor. Sonra, hepsini yerle bir edip aynı işe biraz uzaktan tekrar başlıyor. Dış dünyanın hareketsizliği çılgına döndürüyor insanı. Ne istiyor? Aradığı ne? Bilmiyor ki. Yü­rüyor, boyuna çırpınıyor. Bir bir yıkıyor yaptıklarını. Ko­nuşan, kendisi değil, eylemleri. Bir kelime ile etrafındaki her şey durgun. Değişen, yalnız o.
İnsan ve İslam
Tanrı ile İblis'i, tabiatta birbiriyle savaşan iki güç olarak kabul eden diğer dinlerin aksine, İslâm, kâinatta tek bir gücün hâkim olduğunu öğretir: Allah. Şeytan, insanın içindedir. Yani dualizm (ikilik) tabiatta değil, insanın iç dünyasında. Şeytan, insanın Allah'a meyleden yönüne rakiptir.
İletişim
Kan'la Mühürlenen Mesaj
Konuşmayacaksın diyorlar. Nasıl susabilirim... Kabir azabı çeken bir insan gibiyim. Biliyorum ki bunun sonu huzur ve kurtuluş. Hayatın çilelerinden bıktım usandım. Ömür boyu süren bir bekleyiş bu. Bir şehidin nasıl keyifle, nasıl rahatça can verdiğini görmüyor musunuz? Maddi hayata bağlı insanlar için ölüm korkunç bir facia. Tüyler ürpertici bir bitiş, bir hiç olmak. Ama nefsinden hicret etmek isteyenler için ilk adım.
İletişim
İslam dışı medeniyetlerin talihsizliği, bütünü kavrayamayışlarında. Ya büsbütün ahirete yönelmiş, dünyaya gözlerini kapamışlar; yahut da yalnız bu dünyaya inanıp, ahireti yok saymışlar. Çin ve Hint, dünyayı hor görmüş; Roma, sadece bu dünyaya saplanmış.
İletişim
Reklam
Önsöz Yerine
Düşünce, mahiyeti meçhul bir içki gibi, çılgına döndürmüş herkesi. Birleştirecekken ayırmış. Birbirine düşman kırk beş milyonluk bir sürü. Hürriyet, hangi hürriyet? Birbirini boğazlama, birbirine sövme hürriyeti. Ölmek veya öldürmek, işte bütün hürriyetimiz.
Sayfa 11 - İletişimKitabı okuyacak
"Bir iflasın ifadesidir Avrupalılaşma, bir inkâr çılgınlığı, bir intihar kararıdır."
Sayfa 14 - İletişimKitabı okuyacak
Görülüyor ki sömürgeciliğin mezar kazıcısı olarak çağımızın iki büyük ideolojisi el ele vermiştir: Milliyetçilik ve sosyalizm.
Sayfa 98 - iletişimKitabı okuyacak
Reklam
Bilen de bilmeyen de "böyle yapmamalıydınız" diyor; herkesin reçetesi elinde. İstiyor ki padişah yalnız kendi reçetesini kabul etsin ve uygulasın.
Sayfa 158 - İletişimKitabı okuyacak
Avrupa, önce sizi sıkıca bir ağaca bağlayan, sonra da karşınıza geçip neden koşmuyorsunuz diye çıkışarak, size koşmanın faziletleri hakkında nutuklar atan bir insana benzemektedir.
Sayfa 125 - İletişimKitabı okuyacak
"Medeniyetin tek ölçüsü vardır: İnsana verdiği değer."
716 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.