(Hadisi şerifte buyuruldu ki:" Kişi sevdiğiyle beraberdir. " Sevdiğine kavuşamayacağını düşünerek vuslattan şüphe etme. O bir gün vaki olacaktır. )Ancak kalbinde sevgi taşıyanların sıkıntı ve üzüntü çekmeleri lâzımdır. Dervîşliği seçenlerin dertlere, sıkıntılara alışması lâzımdır. (Derviş melamet ehlidir. Melamet ehli olan selamet ehli olur.)Aşk içinde yaşamak böyle olur. Elinizden geldiği kadar böyle olunuz! Sevenin râhatlığı, râhatsızlıkdadır. Âşıka en tatlı gelen şey, sevgili için yanmakdır. (Bu da derecenin yükselmesi içindir en çok seven en sevgili olur. Unutmamak lazımdır ki dalgasız denizde herkes kaptan olur. Esas mahir denizci fırtına ve tufan zamanı belli olur. İmtihanların gayesi de budur. Yusuf kuyuya düşmese idi saraya sultan olabilir miydi?) Şaşılacak şeydir. Çok uzakda kalmağa yakınlık adını vermişler. Ayrılığın en çoğuna kavuşmak demişler. Sanki bu yakınlık ve kavuşmak kelimeleriyle uzaklığı ve ayrılığı bildirmek istemişler.( Rüzgâr ateş için neyse, ayrılık da aşk için odur; küçük bir aşkı söndürür, büyük bir aşkı daha da güçlendirir.") Özetle Sevenlerin, muhabbet yükünü taşımaları lâzımdır. Arabî mısra’ tercemesi: Aşk hikâyesinin sonu gelmez
ilk defa diğer okuduğum kitaplarına göre farklı bir hayat hikayesini ele almış . Babası tarafından dini eğitimden uzak , her istediği yapılan bir kız olarak yetişen Buse, Enes adındaki dinine bağlı genç bir hocaya aşık olur . Bu olaylar başörtü yasağının olduğu , dini faaliyetlerin yasaklandığı bir dönemde gerçekleştiği için Enes hocanın yaşadığı
“Kişi sevdiği kimseyle beraberdir. Sizden biriniz kiminle dostluk yapıp, kimi kendine arkadaş edindiğine dikkat etsin."
"Kişi sevdiğiyle beraberdir."
"Oturacağınız en hayrlı odur ki, görülmesi kalbinize Allah'ı hatırlatır, sözü ilminizi çoğaltır, ameli de size ahireti hatırlatır."
İzahı: Bu hadîs-i şerîf,