Zeus’un ateşini Prometheus çalar ve çaldığı ateşi insanlara verir. Zeus bu duruma oldukça kızar ve insanlardan intikam almak için Pandora’yı yaratır. Pandora’ya Prometheus aşık olur ve evlenir. Zeus Pandora'yla evlenen Prometheus’a düğün hediyesi olarak kutu verir. Bu hediyenin asla açılmaması gerektiğini söyler. Böylece bu düğün hediyesindeki gizem başlamıştır. Bu hediyenin açılmamasındaki neden ise, kutunun içinde kötülük olmasıdır. İlginç olan ise, içerisinde oldukça büyük bir kötülük olan düğün hediyesini Prometheus’un değil, Zeus’un intikam almak için yaratmış olduğu Pandora’nın açmasıdır. Pandora merakına yenik düşmüş ve düğün hediyesini açmıştır. Kutunun kapağı açıldığında saklı duran kötülük dünyaya yayılmaya başlar. Ölüm, öfke, hastalıklar, salgınlar, açlık, kıskançlık, haset ve bütün kötü hasletler…Bu durumu fark eden Pandora, pişman olarak kutunun kapağını hemen kapatmak ister. Zeus’un da isteğiyle zorla da olsa kutunun kapağını kapatır ve içinde bir tek şey kalır “umut”. Pandora’nın kutusunda veya kötülük kabında insanlara mutluluk veren tek şey kalmıştır; o da umut… Zeus, insanların sürekli eziyet çekmesini; aynı zamanda hayattan vazgeçmemelerini istedi. Bunun için kutuda umudu bırakır.
Dilimizde de yer alan “Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü” deyiminin kökeni aslında bu efsaneye dayanıyor. “Pandora’nın Kutusu’nu açtırma” deyimi de giderek yayılan ifadelerden… Kısaca, “kutuyu açtırırsan dönüşü olmayan bir yola girmiş olursun” demektir.