Belki de o bahtsızlar, bir idam cezasının iş bitirici formülünün yol açtığı işkencelerin ağır işleyişini daha önce düşünmemişlerdir. Hayatına son verdikleri adamın içinde bir zihin, hayata güvenen bir akıl, ölüme hiç hazır olmayan bir ruh bulunduğuna dair iç acıtan bir fikir akıllarına hiç gelmemiş midir? Gelmemiştir. Onlar tüm bunların içinde üçgen bir bıçağın dikey düşüşü dışında hiçbir şey görmezler ve hiç kuşkuşuz, mahkûmun ne öncesi ne de sonrası olduğunu düşünürler.