Azizlerden birine bir kimse evleneyim mi ne dirsün dimiş; ol dahi eyitmiş:
"Eger bütün adam iken pare pare olmakdan safanız var ise evlen" dimiş.
Zira ki gişi yek ser ve yek cihet iken her kanda olursa;
gider her ne muradın iderse ider, evlenüb bir avrat alsa iki pare olur.
Ne anı bir yire koyub gidebilür, ne bir meşveretsiz bir iş idebilür.
Eger bir oğlu dahi dogarsa üç pare olur;
ve eger bir kızı dahi dogarsa dört pare olur;
vay eger biri düşüb ölürse ya bir belaya mübtela olursa, bir paresi gider adamı tamam iken nakıs ider.
Hatun alelhusus cemiletül cemal ve hamiyyetül hısal, güzel yüzlü, şirin sözlü, şahin bakışlu, keklik sekişlü, boylu boslu, ibrişim tellü, ak tenlü, yumuşak bedenlü ola.
Koç alnı gibi yusyumru tavarlu
Yağ içre butlu böğürek canavarlu
Cemiyet adamlığı, uçarı yaratılışlı Deli Birader'i tekrar eğitim amaçlı görev almaya iter. Müderris olarak gittiği Sivrihisar'da fazla kalamaz. Sebebini soranlara "sivri yer olduğu için rahat edemedim" diyecektir. Ardından Akşehir'e tayini çıkar. O sıralar cennet güzelliğine sahip yeşil Akşehir'i andığı şiirlerde "kuru kavgadan kasvetlenen usanmış gönlünü dinlendirmek, riyayla halka karışmaktansa ihlasla inzivada amel etmek" istediğini anlatır.
15.YY sonu ile 16.YY başı yaşamış Gazali'nin Deli Birader'liği ise şiirlerinden birine dayandırılıyor:
Mecnun ki bela deştini geşt itdi ser-a-ser
Gam-haneme geldi didi halün ne birader
Bu beytin tesiriyle "Deli Birader" ismiyle ünlenmiş. "Gazali" unvanı ise, asıl adı "Mehmed" olan şairin şiirlerinde kullandığı mahlası olarak dikkat çekiyor. Klasik kaynaklar, bu mahlasın, Gazali'nin bir süre postnişinliğini yaptığını ileri sürdükleri Bursa'daki Geyikli Baba Tekkesi'nin adındaki "geyik" anlamına gelen "gazal"dan kaynaklandığını kaydediyor.