"Erkeğin eşini öldürdüğü tek hayvan türü, insandır."
nebevî basiret
Hz. Peygamber’in [sav] dünya ve ahiret hayatına ilişkin bilgisinin –kendisine vahiy getiren– Cebrâil’i taklit olduğunu sanmayasın. Çünkü taklit geçerli bir bilgi türü değildir. Hz. Peygamber [sav] bu kusurdan uzaktır. Bilakis ona dünya ve ahirete ilişkin gerçekler ayan olmuş (inkişâf), senin baş gözüyle duyusal nesne ve olayları gözlemlediğin gibi, o da onları basiret nuruyla gözlemlemiştir.
Reklam
Seçim paradoksu
Her şeyden milyonlarca var. Milyonlarca dizi var. Milyonlarca film var. Kitap var. Fenomen var. Ünlü var. Yaşam biçimi var. Sevgili var. İlişki türü var. Akım var. Ekol var. Bilgi var. Herşeyden milyonlarca olunca devasa bir çöplüğün içinde kaybolup gidiyor insan. Kendi hayatı da çöplüğe dönüşüyor. Bütün dizileri izlemeye kalkıyor. Bütün kitapları okumaya çalışıyor. Bütün akımları bilmeye, bütün tatları denemeye, bütün bilgleri öğrenmeye çalışıyor ama olmuyor. Çünkü insan herşeyi bilemez. Bütün dizileri izleyemezsin. Bütün kitapları okuyamazsın… gerçekten bilmeye değer olanı bulmak zorundasın kendin için. Kendi sorularının cevabını veren kitapları okumak gibi…dışarda hızla akıp giden bir hayat yok. Kaçırdığın bir şey yok. Dışarısı tam bir çöplük. Herkes eline geçirdiği çöpün eşsiz olduğunu sanıyor ve seni de buna ikna edip paniklemene neden oluyor. Başkasının elindeki çöpü bilip öğrenme telaşına düşüyorsun. Bence önce biraz yavaşlamalısın. Hatta biraz yalnız kalmalısın. Yalnızlıkla ilgili bütün sorularını yalnızlığın kendisine sor önce
(Bu kitabı okurken) Benimle birlikte çıkacağınız bu yolculuğu değerli kılan üç hayatî neden var bence. Birincisi; oyalanma ile geçilmiş bir hayat bireysel düzeyde eksik kalıyor. Dikkatinizi uzun süre veremez olduğunuzda gerçekleştirmek istediğiniz şeyleri gerçekleştiremiyorsunuz. (Bir kitap okumak istiyorsunuz ama sosyal medya mesajlarından ve paranoyalarından başınızı alamıyorsunuz. Çocuğunuzla kesintisiz birkaç saat geçirmek istiyorsunuz, ama patronunuzdan mesaj geldi mi diye e-postalarınıza bakıp duruyorsunuz.) Bu konu hakkında düşünmek gereğinin ikinci nedeni bu dikkat parçalanmasının sadece bireysel düzlemde değil, toplum genelinde de krizlere yol açıyor olması. İnsan türü olarak, iklim krizi gibi eşi görülmemiş bir sürü fay hattı ve tuzakla karşı karşıyayız ve önceki kuşakların aksine, bu büyük güçlükler karşısında pek harekete geçmiyoruz. Neden peki? Bunun kısmen dikkat arızalandığında sorun çözme becerisinin de arıza yapmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Büyük sorunların çözülmesi için pek çok insanın uzun yıllar boyunca o sorunlara odaklanması gerekiyor. Odaklanma konusunda derinlemesine düşünme gereğinin üçüncü nedeni aralarında en umut verici olanı, bana kalırsa. Ne olup bittiğini anlarsak, olanları değiştirmeye başlayabiliriz. Yazar James Baldwin -benim gözümde yirminci yüzyılın en büyük yazarı- şöyle diyor: "Yüzleştiğiniz her şeyi değiştiremezsiniz, ama yüzleşmeden hiçbir şeyi değiştiremezsiniz." insan elinden çıkma bir kriz bu, yine kendi ellerimizle çözülmesi mümkün.
KİTAP/BİLGİ
Daha önce Eflatun kitaptan öğrenmeyi sahte bilginin bir türü olarak tasvir etmişti. Plotinos ve proclus gibi yeni Eflatuncular da gerçek bilginin kitablarda bulunamayacağı konusunda ısrarcı olarak bu görüşü pekiştirdiler. Kitaptan öğrenmeye alternatif olarak, yeni Eflatuncular sezgi ve müşahade de dahil olmak üzere akıl yürütmeye dayanmayan yöntemler geliştirdiler. Benzer kitap karşıtı hareket, temelde yeni Eflatunculuktan etkilenen sufizm türünü benimsediği için, klasik sonrası islam düşüncesinde görülebilir.
"Kimi zaman böyle olurdu. Bir dizi karakterinin okuduğu, tanınmış bir şahsın bir programda bahsettiği, bir ünlünün sosyal medyada fotoğrafını paylaştığı kitaplar tanıtılır ve o kitabı arayan müşteriler çoğalırdı. Hatta bazen bu yöntemle tanıtılan kitaplar çok satanlara bile girerdi. Kitaplarda "keşfedilebilirliğin" önemli olduğu söylemi doğruydu. Youngju televizyon izleyen bir kişinin, türü ne olduğu fark etmeksizin bir kitap keşfetmesi ve onu okumasının güzel bir şey olduğunu düşünüyordu."
Athica BookKitabı okudu
Reklam
odamda oturmuş kafayı yiyordum. bu kafayı yeme türü, kafayı yemelerin en büyüğüdür! bilirsiniz, odanızda tek başınıza oturur öylece kafayı yersiniz. anlatacak kimseniz yoktur çünkü anlayacak kimseniz yoktur.
Dünyada iki farklı insan türü vardır; bilmek isteyenler ve inanmak isteyenler.
Sayfa 22
İnternet dolandırıcılığının bu kadar yaygın ve çeşitli olmadığı, internetin bebeklik yılları olan 2000'lerdeki en erken ve yaygın dolandırıcılık türü, Nijeryalılardan gelen dolandırıcılık emailleriydi. Genellikle "ülkenin petrol bakanının oğluyum, babamı hapse attılar ve bir miktar parayı (örneğin 100.000 doları) ülke dışına çıkartmam gerek, sizin hesabınızı kullanabilir miyim?" gibi uydurma bir senaryoyla olta atıp, sonra bu para transferi için "gerekli olan" küçük bir miktar para (örneğin 500 dolar) sizden sızdırılmaya çalışırdı. Bu dolandırıcılığın Nijerya'dan kaynaklanmasının sebebi, halkının çok fakir olması, büyük ve kanunsuz bir yer olması, İngilizce bilme oranının yüksek olması ve oradaki insanların bunu bir sektör haline getirmiş olmasıydı.
Dindar zihnin belirli bir türü, bir mikroskobik hücre kümesini öldürmekle yetişkin bir doktoru öldürmek arasındaki ahlaki farkı göremez. Randall Terry ve "Kurtarma Operasyonu"ndan zaten bahsetmiştim. Mark Juergensmeyer, ürpertici kitabı olan Tanrının Zihnindeki Terörde, Peder Michael Bray'ın ve arkadaşı Peder Paul Hill'in şöyle yazan bir pankartı ellerinde taşırken çekilmiş fotoğraflarına yer vermişti: "Masum bebeklerin öldürülmesini durdurmak yanlış mıdır?" Her ikisi de sevimlice gülümseyen, iyi giyimli hazırlık sınıfı öğrencileri gibi dinamik ve hoş bir portre çiziyor ve tuhaf tuhaf bakan delilere hiç benzemiyorlardı. Halbuki onlar ve Tanrının Ordusu'ndaki arkadaşları kürtaj kliniklerini ateşe vermeyi iş edinmişti ve doktorları öldürme arzularını gizlemiyorlardı. 29 Temmuz 1994'te Paul Hill bir pompalı tüfek aldı ve Dr. John Britton'u ve koruması James Barrett'i Florida eyaletindeki Pensacola şehrinde bulunan Britton'un kliniğinin önünde katletti. Sonra, "masum bebeklerin" gelecekteki ölümlerini engellemek için bir doktor öldürdüğünü söyleyerek polise teslim oldu
Reklam
'Kitaplar benim için bir yuva. Bana bir yuva sunuyorlar anlamında değil -onlar tıpkı birer kapı gibi; bir kitabı açar, içine girersiniz. İçeride farklı bir zaman türü, farklı bir uzam türü vardır. Aynı zamanda bir sıcaklık da vardır: bir soba. Elime bir kitap alıp oturunca, ısınırım.'
Ahlakbilimi (deontoloji), ahlakın kurallara itaat etmeye dayandığı inancı için kullanılan süslü bir isimdir. Kelime anlamıyla görev bilimidir, Yunanca "bağlayıcı olan"dan gelir. Ahlakbilimi ahlaki mutlakçılıkla birebir aynı şey değildir, ancak dinle ilgili bir kitaptaki çoğu amaç için bu fark üzerinde durmaya gerek yoktur. Mutlakçılar, mutlak doğrular ve mutlak yanlışlar, yani emirler olduğuna inanırlar ve bu emirler uygulandıklarında meydana gelen sonuçlardan haklılıkları etkilenmez. Sonuççular daha pragmatik bir şekilde bir eylemin ahlakının bu eylemin sonuçlarıyla değerlendirilmesinin gerektiğine inanırlar. Sonuççuluğun bir türü, Bentham ve arkadaşı James Mill (1773-1836) ve Mill'in oğlu John Stuart Mill (1806-73) ile bağdaştırılan felsefe olan faydacılıktır. Faydacılık sıklıkla Bentham'ın şu talihsizce özensiz sloganıyla özetlenir: "Nüfusun en büyük kısmının en yüksek mutluluğu, ahlak ve kanunların temelidir."
Birinin bilmediği bir şeyi bildiğini sanması, cehaletin en utanç verici türü değil midir?
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Kitap okumak, müzeye gitmek, ormanda yürüyüş yapmak, ilk adımı atmayı gerektiren aktif hazlardır. Bunun yanı sıra aktif hazlar, isteğe bağlı olarak sonsuza kadar tekrar edilebilen tek haz türü olduğundan, tembel insanlar kendilerine seçilebilecek en boş hayatı seçerler.
Bence... bence ne kadar baş varsa o kadar da akıl olduğuna göre, ne kadar kalp varsa bir o kadar da aşk türü vardır, -dedi.
Sayfa 182
728 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.