Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

100 Soruda Çevre - Çevre Sorunları ve Çevre Politikası

Ruşen Keleş

100 Soruda Çevre - Çevre Sorunları ve Çevre Politikası Gönderileri

100 Soruda Çevre - Çevre Sorunları ve Çevre Politikası kitaplarını, 100 Soruda Çevre - Çevre Sorunları ve Çevre Politikası sözleri ve alıntılarını, 100 Soruda Çevre - Çevre Sorunları ve Çevre Politikası yazarlarını, 100 Soruda Çevre - Çevre Sorunları ve Çevre Politikası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evlerde hayvan beslemek, hayvanları süs olarak kullanmak ya da onları hayvanat bahçelerine hapsetmek, acaba hayvanlara karşı etik sorumluluğun gerekleriyle ne ölçüde bağdaşır?
Son olarak, 1987 yılında yayımlanan Ortak Geleceğimiz adlı yapıtta, ilk kez ekonomik gelişme ile çevre koruma kaygılarının bağdaştırılmasının zorunlu ve olanaklı olduğu savı ortaya konmuş ve sürekli ve dengeli (sürdürülebilir) kalkınma kavramı o tarihten sonra sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır.
Reklam
Çevre düşüncesinin 1960'lardan sonraki gelişmesinde, geleneksel korumacı yaklaşımlara ek olarak halk sağlığı kaygılarının da payı vardır. İkinci Dünya Savaşını izleyen yıllar da, yapay gübreler, böcek öldürücü ilaçlar (pestisidler), öteki yapay plastik maddeler ve DDT gibi malların üretimin çok atmasına gösterilen tepkiler de gelişmeler üzerinde etkili olmuştur. Nükleer silahlara ve atom enerjisine karşı tepkiler üzerine, 1960'ların sonlarında Avrupa'da yaşanan öğrenci hareketlerinin de etkisi olduğu unutulmamalıdır.
Düşünsel düzeydeki bütün gelişmelere koşut olmasa da, 19. yüzyılın sonlarından itibaren, bir yandan romantik korumacılık (conservationism), bir yandan da çevrecilik (environ mentalism), çevreci düşüncenin gelişme sürecine katkıda bulunmuşlardır. Romantik korumacılığın bir kolu 1890-1930 yılları arasında, avcılık, balıkçılık, ulusal parkçılık akımlarıyla birlikte yürümüş, doğal kaynakların akılcı kullanımı hedefini gerçekleştirmeye yönelmiş; ikinci kolu ise, doğanın korunmasını, daha çok eğlenme ve dinlenme amaçlanıyla gündeminde tutmuştur.
Hıristiyanlığın ve Museviliğin kutsal kitaplarında doğal kaynakların insanlarca özgür olarak kullanımına ilişkin kurallar, doğal çevrenin sahip bulunduğu değerlerin savurganca kullanılmasına yol açmıştır.
Dolayısıyla çevrenin, uygarlık, tarih ve doğa değerlerinin korunabilmesi açısından bugün insanlığın gereksinme duyduğu düzen, Rousseau'nun Toplumsal Sözleşmesi'nin (contrat social) yerine, bir tür Çevrebilimsel Sözleşme'nin (contrat écologique) yerleştirilmesidir. Nasıl, 17-18. yüzyıl düşünürleri kent soylu sınıfların durumunu korumak, onları her konuda söz sahibi kılmak için toplumsal sözleşmeyi buldularsa, yeni çevrebilimsel sözleşmeyi yaratarak, yalnız insanla insan arasında değil, insanla doğa arasında da bir denge kurmanın zorunlu olduğu düşüncesi ortaya atılmıştır.
Reklam
Türkiye her iki sözleşmeye de taraf olmuş olmakla birlikte, yükümlüklerini gereği gibi yerine getirildiğini söylemeye olanak yoktur. Yalnızca, bu amaçla, Ozon Tabakasını İncelten Maddelerin Azaltılmasına Dair Yönetmelik adıyla bir yönetmelik çıkarmıştır. Bu yönetmelik, denetim altına alınması ve tüketiminin sınırlandırılması istenen maddelerin kullanımdan kaldırılmasına ilişkin kuralları belirleyen bir yönetmeliktir.
SONUN BAŞLANGICI OZONDAN GEÇİYOR
Bir başka deyişle, ozon yaşamı koruyucu bir katmandır. Küresel ısınmaya yol açan kloroflorokarbon gibi kimyasal maddelerin atmosfere bırakılması sonucunda, ozon katmanının inceldiği, bunun da çeşitli cilt kanserlerine yol açtığı bilinmektedir. Ozon katmanının incelmesi sonucunda, yalnız deri kanserleri çoğalmakla kalmamakta, aynı zamanda, bağışıklık sistemi olumsuz etkilenmekte, bitkilerde ve hayvanlarda yapısal bozukluklara da yol açılmaktadır.
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.