Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

12. Gezegen

Zecharia Sitchin

En Eski 12. Gezegen Gönderileri

En Eski 12. Gezegen kitaplarını, en eski 12. Gezegen sözleri ve alıntılarını, en eski 12. Gezegen yazarlarını, en eski 12. Gezegen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
54 günde okudu
masal tadında bir anlatım yazarın elinde bulunan belgelerle arkolojik bulgularla böyle bir hikaye çıkarması gerçekten ilginç doğruluğu ise tartışılır düzeyde dili yalın anlatım güzel ve şaşırtıcı bir kitap
12. Gezegen
12. GezegenZecharia Sitchin · Ruh ve Madde Yayınları · 2012371 okunma
464 syf.
9/10 puan verdi
Dinin söylediklerine mi inanmalıyız? bilimin ortaya koyduklarımı sadece bilebildiklerimiz? İnançlarımızı sorgulasak da, yeni buluşlar yapılsa da hep bir soru işareti olacak sanırım. Cevap tekte olabilir, birden çokta. Şimdi neden böyle bol sorulu bir giriş yaptım "12. gezegen" kitabı için. En eski medeniyet olarak tanıdığımız Sümer medeniyetinden geriye kalan mirasın ortaya koyduğu bu kitapta bahsi geçen tüm gelişmeler bir çok soruya cevap olurken, yeni sorular da meydana getiriyor tabii ki. Tıpkı kı kitabın son cümlesi gibi. "Ve eğer Nefilimler, Dünya üstünde "insanı" yaratan "tanrılar" idiyseler, 12, gezegen üstünde Nefilimleri yaratan sadece evrim miydi?"
12. Gezegen
12. GezegenZecharia Sitchin · Ruh ve Madde Yayınları · 2012371 okunma
Reklam
Bitkilerin Avrupa'ya ulaşmadan bin yıl kadar önce Yakın Doğu'da ehlileştirildiği şüphesizdir. Sanki Yakın Doğu, görülmeyen bir elin rehberliğinde, sık sık yeni bir ehlileştirilmiş bitki üreten bir tür genetik-botanik lâboratuvarıydı.Asmanın kökenini inceleyen bilginler, yetiştirilmesinin kuzey Mezopotamya, Suriye ve Filistin'de başladığı sonucuna varmışlardır. Tabi! Eski Ahit bize Nuh'un, Tufan'ın suları çekildikten ve gemisi Ağrı Dağı'nda karaya oturduktan sonra "bir asma bağı diktiğini" (ve hatta şarabından sarhoş olduğunu) söyler. Yani İncil, tıpkı bilginler gibi, asmanın yetiştirilmesinin başlangıcını kuzey Mezopotamya'nın dağlarında saptar.
Napolyon 1799'da Mısır'a vardığında, beraberinde bu kadim anıtları incelemek ve izah etmek üzere bilginler getirmişti. Subay’ larından biri Rosetta yakınlarında, üstünde M.Ö. 196'dan kalma, diğer iki yazının yanı sıra kadim Mısır piktografik yazısıyla (hiyeroglif) yazılmış bir bildiri kazınmış olan bir taş levha buldu. Kadim Mısır yazısının ve lisanının deşifre edilmesi ve bunu izleyen arkeolojik uğraşlar; Batılı insana Grek uygarlığından çok önceleri Mısır'da var olmuş olan yüksek bir uygarlığı ifşa etti. Mısır kayıtları M.Ö. 3100'lerde başlayan kraliyet hanedanlarından söz eder; yani, Helen uygarlığının başlangıcından tam iki bin yıl önce. Olgunluğuna ancak M.Ö. beşinci ve dördüncü yüzyıllarda ulaşan Grek, bir başlatıcı olmaktan ziyade, arkadan gelen bir uygarlıktı.
2.000.000 yıl kadar önce taşları araç gereç olarak kullanmaya başlayan insan, M.Ö. 3800'lerde bu öncülü olmayan uygarlığa ulaşıvermişti. Ve buradaki en şaşırtıcı olan şey, bilginlerin bu güne dek Sümerlilerin kim olduklarına, nerden geldiklerine ve uygarlıklarının nasıl ve niçin ortaya çıktığına dair hiçbir bilgiye sahip olmayışlarıdır. Zira ortaya çıkışı birdenbire ve beklenmedik biçimdeydi.
Tüm bunlar İnanna'nın giysisinin bir havacının veya astronotun giysisi olduğunu göstermektedir. Eski Ahit Rabbin "meleklerini" malakitti diye adlandırır; yani kelime anlamıyla ilâhî mesajları getiren ve ilâhî emirleri yerine getiren "elçiler". Birçok durumda açığa çıktığı gibi, bunlar ilâhî havacılardır: Yakup onları göğe tırmanan bir merdivenden yukarı çıkarken görmüştür, onlar Hacer'e (İbrahim'in cariyesi) gökten seslenmişlerdi ve Sodom ve Gomorra'ya göksel yıkımı getirenler de onlardır.
Reklam
Heykelciklerin göz delikleri veya "pilot gözlükleri" en ilginç özelliktir zira M.Ö.4.bin yılda Yakın Doğu, ilahların üst kısmını stilize eden, en belirgin özelliklerini, yani eliptik vizörleri veya pilot gözlükleri ile koni biçimli bir miğferi abartarak vurgulayan pide gibi yassı heykelciklerle kelimenin tam anlamıyla ağzına kadar dolmuştu. Bin yıl kadar sonra Hezekiel'in ilâhî arabayı gördüğü Kebar Nehrinin kıyısında bulunan tarih öncesi bir sit alanı olan Teli Brak'ta böylesi heykelciklerden binlercesi bulunmuştur.
Etana'yı uzak göklere götüren Kartal nedir veya kimdir? Bu kadim metin ile 1969 Temmuzunda Apollo 11 uzay aracının kumandanı Neil Armstrong'un Dünya'ya yolladığı mesajı ilişkilendirmekten kendimizi alamıyoruz: "Houston! Burası Sükûnet Denizi. Kartal kondu!" İnsanoğlunun Ay'a ilk inişini bildirmekteydi. "Sükûnet Denizi", inişin yapıldığı alandı. Kartal ise uzay aracından ayrılan ve içindeki iki astronotu Ay'a götüren (ve daha sonra ana araca geri getiren) ay modülünün adıydı. Ay modülü, Ay yörüngesinde kendi uçuşuna başlamak üzere ilk kez ayrıldığında, astronotlar Houston'daki Görev Komuta Merkezine şöyle dediler: "Kartal kanatlandı."
Sümer tanrılarının Dünya semalarında uçmak için sadece "uçan odaları" değil, uzay yolculuğu yapan çok aşamalı roket gemilerine de sahip olduklarının kanıtı; Utu'nun Sippar'daki tapınağındaki kutsal nesneleri tarif eden metinlerin incelenmesinden de ortaya çıkmaktadır. Sümer'in yüksek mahkemesindeki tanıkların, yüzlerini üç "ilâhî nesneye" dönüp görebilecekleri bir kapıda durarak, bir iç avluda yemin etmeleri gerektiğini öğreniyoruz. Bunlar "altın küre" (mürettebat kabini mi?), GlR ve alikmaltrati (kelime anlamıyla "gemiyi götüren ilerletici" veya bizim motor diyebileceğimiz bir kelime) adındadır.
Şaşırtıcı sonuç, üstüne bir iniş aracının yerleştirilmiş olduğu, roketle itilen bir uzay aracının resmidir; tıpkı ay modülünün Apollo 11 uzay aracına yerleştirilmiş olması gibi! Bu gerçekten de üç aşamalı bir araçtır, her biri diğerine uymuştur; motorları içeren tepkime kısmı, destek ve ekipmanı içeren orta kısım ve eski çağların tanrılarının, bin yıllarca öncesinin astronotlarının, dingir adlı insanların oturduğu silindirik "gök odası".
Reklam
Nefilimler
İnsanlığa Dünya'nın gerçek yapısını ve gökleri öğreten Nefilimler, kadim gökbilimci rahiplere sadece Satürn'ün ötesindeki gezegenleri bildirmekle kalmamış, en önemli gezegenin, gelmiş oldukları gezegenin varlığını da öğretmişlerdi: ON İKİNCİ GEZEGEN.
526 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.