Öne Çıkan 12. Gezegen kitaplarını, öne çıkan 12. Gezegen sözleri ve alıntılarını, öne çıkan 12. Gezegen yazarlarını, öne çıkan 12. Gezegen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabı okumaya başladım, her şey iyiydi, güzel ilerliyordu. Mitolojiyle harmanlarmış bir tarih anlatısı vardı. Antik çağlarda yaşamış, özellikle Mezopotamya uygarlıklarının tarihi ve mitleri. Hatta biraz Anadolu biraz da Mısır var. Fakat bir yerden sonra yazar Sümerlere geri döndü, bazı tabletlerden bahsetti, evrende yalnız olmadığımızı söyledi, Güneş sistemindeki 12. gezegenden bahsetti, bazı çizimler gösterdi ve nihayetinde evrim teorisine adeta bir neşter vurup alternatif bir yaradılış fikri ortaya attı. Ben de "saygılar dayı" deyip devam ettim okumaya.
Geçenlerde mikrobiyolog bir arkadaşımla konuşuyorken konu genom projesine geldi. Onunla ilgili bazı şeylerden bahsetti, bazı araştırmalar gösterdi. İnsan genomuyla ilgili bazı çalışmalar. Aklıma hemen bu kitap geldi, kitaptaki bilgilerle bir araya gelince korkunç derecede kafa karışıklığına neden oldu. Yine ikna olmadım diyebilirim ama sorular sordurdu. Araştırmaya, incelemeye muhtaç konular olduğunu düşünüyorum.
12. GezegenZecharia Sitchin · Ruh ve Madde Yayınları · 2012369 okunma
NASA’nın içinde olduğu kitaplara nasıl yaklaşırsınız? Gerek polisiye, gerek macera, gerek kurgu gerekse bilim kitaplarını göz önüne aldığınızda. Ben hep merak ederim. Bu kitabın hazırlanmasında katkıları olduğunu görünce de tamamdır dedim, bu kitap olur. Üstelik MÜSLÜMANLARIN haz etmeyeceği bir esermiş hani, nasıl bir sınıflandırma bu bilmiyorum.
12.Gezegen'de Sitchin Sümerlerin tarihini masalsı bir kurgu ile anlatıyor. Serinin ilk kitabı olarak bayağı bir bilgi yüklemesi yapıyor. Ancak hikaye daha çok yazarın Eski Ahit ile Sümer ve Asur tabletlerini kıyaslaması ve kopuk noktaları tamamlaması neticesinde ortaya çıkıyor. Sümer medeniyetinin nasıl bir anda ortaya çıktığına ve bu medeniyetin gelişmişlik derecesine vurgu yapan yazar, buna sebep olarak ise dünya dışı varlıklara ilişkin hipotezini ortaya atıyor. Yazarın çıkarımları her ne kadar olağan dışı gelse de aslında tutarlı birtakım fikirler olduğu yadsınamaz. İnsanlık tarihine, kadim medeniyetlere meraklıysanız okumanızı tavsiye ederim. Kitap 10 kitaplık Dünya Tarihçesi serisinin ilk kitabıdır. Fakat konuya eleştirel yaklaşmak açısından Samuel Noah Kramer ve Muazzez Çığ'ın kitaplarını da okumak gerektiğini düşünmekteyim.
12. GezegenZecharia Sitchin · Ruh ve Madde Yayınları · 2012369 okunma
Tiamat ve Dünya'nın rolleri ve onlara yapılan göndermeler, görülen o ki, birbirinin yerine geçebilmektedir. Dünya, yeniden bedenlenen Tiamat'tır. Ay'a, Dünya'nın "koruyucusu" denir;
Tiamat'ın Kingu'ya, baş uydusuna koyduğu ad da budur.
Musa, çölde Rab Tanrı için bir "Mesken" yaptığında, bunu Rab tarafından sağlanan çok detaylı
talimatlara göre yapmıştı. Kral Süleyman Kudüs'teki ilk Tapınağı, Rab ona "bilgelik verdikten" sonra
kurmuştu. Peygamber Hezekiel'e "tanrısal bir vizyonda", "görünüşü tunç görünüşü gibi ve elinde
keten bir ip ve bir ölçü kamışı olan bir adam" tarafından ikinci tapınak için çok detaylı plânlar
gösterildi. Ur'un yöneticisi Ur-Nammu ise bin yıl kadar önce tanrısının ona kendisi için bir tapınak
inşa etme emrini ve eline bir ölçü kamışı ve ip yumağı tutuşturarak ilgili talimatları nasıl verdiğini
anlatmıştı.
Musa'dan 1200 yıl kadar önce Gudea da aynı iddiada bulunmuştu. Çok uzun bir yazıta kaydettiği
talimatlar, bir vizyon sırasında ona verilmişti. "Gökler gibi parıldayan bir adam", yanı başında "ilâhî
bir kuş" durmaktaydı, "bana tapınağını inşa etme emrini verdi." Bu "adam", "başındaki taca göre bir
tanrı olduğu aşikârdı", daha sonra tanrı Ningirsu olarak tanımlanmıştır. Beraberinde "göklerdeki en
sevdiği yıldızın tabletini tutan" bir tanrıça vardı, diğer elinde ise "kutsal bir asa" tutmaktaydı, bununla
Gudea'ya "en sevdiği gezegeni" işaret ediyordu. Yine bir tanrı olan üçüncü bir adam ise elinde
değerli taştan bir tablet tutuyordu; "içinde bir tapınağın plânı vardı". Gudea'nın heykellerinden biri
onu oturmuş, tablet dizlerinin üstünde, ilâhî çizim açıkça görülebilecek şekilde göstermektedir.
Madem ki yüreğin yükseldi, ve sen:
"Ben ilahım, denizlerin bağrında Tanrı tahtında oturuyorum " dedin
Ve sen Tanrı değil ancak bir insanken,
Yüreğini Tanrı yüreği gibi ettin.