Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1492 Gönderileri

1492 kitaplarını, 1492 sözleri ve alıntılarını, 1492 yazarlarını, 1492 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1492 geçmişten kurtulunamayacağını göstermektedir: geçmiş hep yüzümüze çarpmaktadır. Geleceği etkilemektedir. Boş sahife yoktur.
Sayfa 288 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sonuç
Tarih kendini oluşturan parçaları maskelemektedir. Ve diğer tüm yıllar gibi unutulan 1492, ancak anılması vesilesiyle yeniden su üstüne çıkmaktadır. Tıpkı cenaze törenlerinin yalnızca yaşayanları bir araya getirmeye yaraması gibi, her yıldönümü töreni sadece şimdiki zamandan konuşmanın fırsatı olmaktadır; her yıldönümü Bergson'un geçmişe anlam veren gelecek, "gerçeğin geriye yönelik hareketi" hakkındaki işaretlerini aydınlatarak, her şeyden çok bugün hakkında söz söylemektedir.
Sayfa 281 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başka bir keşif yolculuğu daha başlamıştır: insan vücudunun içine yapılan. İnsan artık kendi için kutsal, büyüsel, dokunulmaz bir varlık değildir. 1492'de Valencia'da doğan Juan Vivés deneysel fizyolojinin temellerini atmaktadır. Beden yavaş yavaş bir ülke olarak kabul edilmektedir, ziyaret etmek için onu açma hakkı vardır. Cesetler üzerinde açıkça teşrih uygulanmaya başlanmıştır. Bolognalı bir anatomi hocası olan Berengario da Carpi 1493'te, Roma'daki papalık tıp okulu da dahil, İtalya'nın tüm okullarında bu uygulamaya izin verilmesini önermektedir. Zamanın en büyük anatomicisi olan Vesale, XVI. yüzyılın ortasında Engizisyonun yasaklarına rağmen insan bedenlerini teşrih etmiştir. "De Corporis Humani Fabrica" adlı eserinde, Galenos'un anatomik çözümlemesindeki iki yüzden fazla yanlışı açığa çıkartmıştır; "İnsanın yapısı(nın) ancak insanın üzerinde gözlenebileceğini" açıklamakta, böylece biyoloji ve antropolojinin temel aksiyomunu koymuş olmaktadır. Bizzat Vinci de, hayatının son yıllarının büyük bölümünü vücut kasları üzerinde çalışmaya ayırmıştır. İnsanın Doğayla benzerliği belirginleşmektedir. Harway XVII. yüzyılda kan dolaşımının temel ilkelerini, bu dolaşımı gezegendeki su devresiyle kıyaslayarak aydınlatmıştır. Bu keşif yolculuklarının tedavi teknikleri üzerinde etki etmeleri için daha bir yüzyıldan fazla beklemek gerekecektir. Fakat insan kendisini daha şimdiden, hizmet etmeye hazırlandığı Makine'nin bir eklentisi olarak kavramaktadır. Kendini onarmanın, korumanın, bakımını yapmanın uygun olacağı bir makine olarak düşünmektedir.
Sayfa 253 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Colombus Jamaika'da karaya çıktığında kendini Yeryüzü Cenneti'nde sanmıştır. Vespucci ise, böylece keşfedilen dünyanın çok gerçek olduğunu söyleyecektir. Kızılderililere gelince, İspanyolların tanrı olmadıklarını erkenden anlayacaklardır. Bu andan itibaren, "keşfetmek, kutsallığı yok etmektir". İleride doğayı ve beden ile göğü keşfedecekler için de aynı şey olacaktır. 1492'de ilk kan naklinin gerçekleştirilmiş olduğu uydurulmuşa benziyorsa da, bunun denenmiş olduğunu iddia edilmesi olgusu -üstelik papanın üzerinde- başat bir değişmeyi çok açık etmektedir: yeryüzü mekânının kutsallığının yok edildiği gibi, insan bedeninin de kutsallığı yok edilmektedir. İnsan kendi organizmasıyla ilgilenme, onu tıpkı bir kıtaymışçasına keşfetme, onu bir makineymişçesine anlama, bir hayvanmışçasına parçalara ayırma (teşrih etme) hakkını kendinde görmektedir. Okumuş kişi artık her olayın arkasında sihirsel bir neden veya sessel bir benzeşme değil d, kurucu, nedensel, bilimsel bir yapı aramaktadır. İnsan kendine artık mistik bir rol aramamakta, laik hale gelmiş olan bir evrendeki -mütevazi- yerini bulmaya çalışmaktadır.
Sayfa 252 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kızılderili Cömertliği
Amerikan florasından çekilip alınan sonuncu ve çok önemli keşif "kinin". Onları biçen sıtma karşısındaki göçmenlere, Perulu büyücüler yerel bir ağacın (Cinchona) hassalarını ifşa etmişlerdir. Böylece cellatlarının hayatını kurtaran kızılderililerin olağanüstü cömertliği! Tarihin başka bir cilvesi: Amerikan iç savaşı sırasında Kuzey ordusu, Güneylilerde olmayan kinine sahip olacaktır. XVII. yüzyılın Perulu kızılderilileri, XIX. yüzyılda Kuzey Amerika zencilerinin kölelikten kurtulmalarına kendi tarzlarında yardım etmiş olacaklardır...
Sayfa 245 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kakao'nun Serüveni
Colombus 1502'deki sonuncu yolculuğunda "kakao"ya rastlamıştır. Taïnoların hem para olarak, hem de bir içecek imal etmek için kullandıkları esmer çekirdekler ona Martinique'de sunulmuştur. Cortés daha sonra ona Tenechtitlan'a rastlayacaktır, kakao burada hem ilaç, hem güzellik müstahzarı, hem de para olarak kullanılmaktadır. Bu çekirdeğe Nahuatl dilinde "cacahuaquahuiti", ondan elde edilen içeceğe "chocoatle" -hâlâ yaşayan nadir Nahuatlce kelimelerden biri- denilmektedir. İlk büyük kakao sevkiyatı İspanya'ya 1585'te, İtalya'ya 1594'te ulaşmıştır. İspanya prensesi onu Fransa'ya getirmiştir. İngiltere'ye 1657'de ulaşmıştır. Bu ürün çok çabuk moda haline gelmiştir.
Sayfa 245 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İlerlemenin Gücü
1492 sona erdiğinde, ilerleme Avrupa'da ele gelir bir gerçek haline gelmiştir. Bu tarihe kadar herkes değişmez bir İyi ve Kötü miktarı olduğuna, dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğuna, refahın mutlaka bir an gelip bedelini ödettiğine, savaşın arkasından kaçınılmaz olarak barışın, bolluğun arkasından salgın hastalığın geldiğine inanmaktaydı.
Sayfa 241 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Mülkiyetin Mantığı
Avrupa üç kıtaya ulaştıktan sonra, bunları sahiplenmektedir. Önce yerlere ve halklara "ad vermektedir" -kendi kelimeleriyle ve önyargılarıyla-. Sonra onları "belirlemekte", nihayet "işgal etmektedir". Ama her birini farklı bir biçimde. Avrupalı hükümdarlar Yeni Dünya'da toprak ve madenleri, insanları ve zenginlikleri paylaştırmaktadırlar. Avrupalı tüccarlar Afrika'da, yalnızca kıyılarda ticari şube kurmaktan başka bir şey yapmayarak, altın götürmekte ve köle almakla yetinmektedirler. Her iki durumda da bazı halklar, devletler, imparatorluklar, uygarlıklar ortadan bütün bütüne silinmektedirler. Avrupalı rahipler Asya'ya önce "hristiyanlaştırmak" için gitmişler, bayrak onlardan burada yalnızca "ticaret yapmak"la yetinen tüccara geçmiştir; Doğu devletleri Avrupalıların kendilerine saygı duymalarını sağlamayı bileceklerdir: tabii ki önce nüfus boyutundaki korkutma; her halükârda şimdilik. Böylece "uygarlık" kölecilik aracılığıyla, "gelişme" katliam yoluyla yerleşmeye başlamaktadır. Bu durum bazı kurtuluş mücadelelerine rağmen, hemen her yerde geriye döndürülmez nitelikte olacaktır. Tarih tiranlardan kurtulunduğunu, ama dillerinden kurtulunamadığını, onların askerlerinden kurtulunulduğunu, ama mallarından kurtulunamadığını öğretmektedir.
Sayfa 211 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
18 Şubat Cumartesi
Este dükü Hercule Ferrara'da Avrupa'nın o zamana kadar olduğu gibi bir kralın veya bir prensin at üstündeki tam kabartmasını veya süluetini değil de, ilk insan başı kabartması taşıyan parası olan ilk "testone"yi bastırmıştır. Hükümdarın başının temsili, başkanın artık yalnızca askeri gücüne değil de, zekâsına atfedilen yeni önemi göstermektedir. Bir süre sonra Venedik "doge"si, Milano dükü, Savua dükü de başka "testoni(testoné'nin çoğulu)" bastırılacaktır. Aynı yıl Cenova'da bu adı taşıyan ilk italyan parası olan özel bir testone bastırılarak, "lira" olarak vaftiz edilecektir.
Sayfa 153 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Avrupa hep aynı fikirlerle beslenmektedir: başka yerler cennettir; Avrupa mutsuz bir topraktır, Avrupalıların kendi selâmeti için başka yerlerde mükemmel hristiyanı üretebileceğini umud ederken, saflaştırılması gereken kirlenmiş bir ülkedir.
Sayfa 118 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mübadele Etmek
Tüccarın toplum üzerinde etkisinin olduğu bölgelerde ekonomi ilerlemekte, tarım gelişmekte, kentler yapılanmaktadır. Entelektüel olan tüccar kitapları ve haritalar okunmasını bilmek; coğrafyadan, meteorolojiden, kozmografyadan, dillerden, matematikten anlamak zorundadır. Maceracı olarak hile yapmaya, çalışmaya, sömürmeye, hatta gerekirse öldürmeye cüret etmek zorundadır. Egemen olmaya yönelen kişi olarak yönetmesini, emretmesini, örgütlemesini, kovmasını, kendi kurallarını dayatmasını bilmek zorundadır. Hesap adamı olarak sermaye yığmak, bunu çok sayıda girişime yatırmak, kredi biçimleri düşünmek, kârları dağıtmak, kambiyo hadlerini hesaplamak; başka tüccarların, zanaatkârların, yasa adamlarının, büyük senyörlerin, din adamlarının noter önünde düzenlenmiş sözleşme hükümlerine göre biraya getirilmiş olan sermayelerini yönetmek zorundadır
Sayfa 65 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir erkek gibi koruyamadığın şey için bir kadın gibi ağla
Avrupa dayatması TARİH
Avrupa, dayatma olanaklarına sahip olduğu bir tarih icad etmektedir
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.