Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet

Yalçın Küçük

21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet Gönderileri

21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet kitaplarını, 21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet sözleri ve alıntılarını, 21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet yazarlarını, 21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
319 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
TARİHE YALÇIN'IN GÖZÜNDEN BAKMAK
KESİNLİKE HER YAZDIĞINA KATILMANIZ GEREKMEYEN YAZARIN YİNE ÇOK ÖĞRETİCİ BİR KİTABI. DEDİĞİM GİBİ TÜM ANLATTIKLARI YANLIŞ DA OLABİLİR Kİ SANMIYORUM VE ÖYLE DEĞİL ANCAK YAZARIN ANALİTİK, TÜMDEN VE TÜMEVARIMCI ZİHNİ BİZE ÇOK ŞEY ÖĞRETİYOR. AMAÇ ÖVMEK VE YERMEK DEĞİL AMAÇ DÜŞÜNMEYİ, AKIL YÜRÜTMEYİ ÖĞRENMEK. GOD BLESS YOU YALÇIN KÜÇÜK. GÜZEL VE OKUNAKLI BİR DİLİ VAR. ÖNERİRİM.
21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet
21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan MehmetYalçın Küçük · Tekin Yayınları · 200526 okunma
Osmanoğlu, oğullarının veya kardeşlerinin ölümünü seyretmeye alışıktır; önceleyenler var. Birinci Murad'ın oğlu Savcı'nın gözlerini kendi elleriyle oyduğunu Bizans kaynakları kaydediyorlar.
Reklam
319 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
OSMANLI ve FATİH'İN SÜSLENMEMİŞ TARİHİ İLGİLİ BİR İNCELEME
Tarih okuyanlar bilir. Çok basit bir mantık yürütmeyle dahi hakikatın öyle olmadığı açıkça anlaşılabilen konular dahi, tarih kitaplarında çirkin ve utanç verici yönleri törpülenerek bambaşka bir çehreye sokulur, sevimli gösterilmeye çalışılır. Örneğin, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in babası I. Alaeddin Keykubad’ı, I. Selim’in babası Babası II.
21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan Mehmet
21 Yaşında Bir Çocuk Fatih Sultan MehmetYalçın Küçük · Tekin Yayınları · 200526 okunma
“Türk tarihçileri vezirlerin - bakanların ihanetlerini bilmekle birlikte, hainlerin anılarına saygılarından çok, bunların bulundukları yüksek makamların onurunu korumak için, hiçbir zaman bunları açıkça yazmazlar.”
Sayfa 153 - Tekin Yay.Kitabı okudu
Osmanlı Kutsal-mıdır?
“Osmanlı vak'anüvisleri için İkinci Murad’ın nasıl öldüğü hiç önem taşımıyor; çünkü bunlar, Osmanoğlu düzeninde her türlü çatışmanın üstünü örtmeyi temel görev sayıyorlar. Bu tür için Osmanoğlu kutsaldır ve bu sebeple de çatışma veya zikzak söz konusu olamaz.”
Sayfa 91 - Tekin Yay.Kitabı okudu
Reklam
Pahalı ve Kanlı Bir Oyun
“Amcası Dündar'ı katlederek küçük bir aşirete şef olan Osman’ın çocuk ve torunları, altı yüz yıl boyunca, pahalı ve kanlı bir oyunun figüranları oldular.”
Sayfa 22 - Tekin Yay.Kitabı okudu
İki tarafı ayırmak mümkün görünüyor; uç beyleri ve dönme komutanlar, atılımdan yana bir tutum alıyorlar. Ordu ise tutuculuğun ve gericiliğin kalesidir. Çatışma ve ölümleri bu iki taraflı dünya içinde algılamak zorunlu oluyor.
...Osmanlı düzeninin itici gücü hiç bir zaman sürekli ve düzenli ordu olamıyor; itici güç, hep feodal yapıya yakın tımar düzeninde toplanabilen sipahiler oluyorlar. Sürekli ve düzenli ordu, hep tutucudur ve yeni sultan arayışlarında yeniçeri güruhu her zaman miskin, yeteneksiz, kişiliksiz şehzadeler partisinde yer alıyor.
Reklam
Mustafa tahta çıksa diğer kardeşleriyle birlikte Cihangir'i de öldürecek; ancak, Türk tarihçilerinin yazdıklarına göre, Cihangir, Mustafa'ya yapılan haksızlığa çok üzülüyor ve ölüyor... Bir Osmanoğlu'nun üzüntüden de ölebileceğine inanıyorum. Ancak daha önce yemeğine veya banyosuna zehir konmasını zorunlu görüyorum.
Gerçekten de Einstein'ın katkısına kadar, Türkçe'de var olan "gözden ırak olan gönülden de uzak olur" sözü pek çok doğru görülüyordu; zaman ve uzayın birbirinden ayrılmaz iki eksen olması, bu sözü, akıl dışı yapıyor. Çünkü uzaklığın gönül üzerinde bir etkisi olamaz; akıl üzerine etki yapıyor. Uzaklığın gönülü etkilemesi, insanın ayrılmaz iki boyutu olan akıl ve duygu'dan aklın duyguyu sarması ve etkilemesinden ileri geliyor. Zaman boyutunda eskimişlik, uzay boyutunda uzaklıktır; bir olgu'yu eskitmenin uzayda uzaklaştırmaktan hiç bir farkı yok görünüyor. Bunu Türkçe'yi zorlayarak, "zaman boyutunda uzaklık, uzay boyutunda eskimişliktir", biçiminde de ifade etmek mümkündür;...
...Azaplar, Osmanoğlu savaş düzeninin en önde ve düşmanla temasa ilk sürülenler azaplardır; her dinden ve her ırktan geliyorlar. Hayal kırıklığı ve tatminsizliklerle dolu bir geçmişleri var; önlerinde kalan zamanları ve inançları az olduğu için kazanma şansı az ancak ganimeti büyük oyunlara hazır oluyorlar. İlk güçlükle karşılaştıkları zaman da mücadeleyi bırakıp gerisin geriye kaçıyorlar; fakat arkada çavuşlar ve yeniçeriler palalarıyla bekliyorlar! Azaplar beri kaçamıyor. Azaplarla savaşçılar arasında kısa bir savaş var. ...Mücadeleye devam etmek isteyenlerle büyük ganimetler için mücadeleye giren, en önde yer alan, ilk mukavemette geri kaçan ve bu kez, mücadele arkadaşlarına saldıran azaplar arasında bir kısa savaşın olacağını anlatmak istiyordum.