Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tirad

Dalkavuk doğunun ürünüdür, soytarı ise batının. Her ikisi de eski çağlardan beri kurumsallaşmıştır. Kralın soytarısı sarayda özel bir yere sahip olup, tahtın yanında protokolde yer alır. Ancak bir bakarsınız ki soytarı, soylu törenlerin en görkemli anında yerde yatıp yuvarlanarak ortamı karıştırır. Prenslerden kardinallere kadar herkesin ciddiyetini delip, salona öfke, kahkaha, fısıltı ve kaygılarıyla dolar. Soytarı, sadece "evet efendim" demez. Bazı durumlarda efendisini bile mizahla iğneleyebilir, batı dünyasının hoşgörüsünden aldığı cesaretle egemenin yüzüne yergilerini söyleyebilir. Kralın asık suratına rağmen aldırmaz. "Canım bir soytarının söylediğinin soytarılıktan başka bir anlamı olabilir mi ki?" der kral. Soytarı, zanaatında yergileri gülmeceye dönüştürebilen kişidir. Egemenlik tanrıdan değil, güçlü halktan gelirse soyluların gülünç yanlarını ortaya çıkaran bir av köpeği gibidir. Dalkavuk doğuya özgüdür ve iğnesi, yergisi olmaz. Görevi sadece "evet efendim" veya "sepet efendim"le bağlıdır. Osmanlı tarihinde dalkavukluk bolca görülse de, soytarılık kurumsallaşmamıştır. Soytarı balonları iğneleyerek, dalkavuk ise balonları şişirir. Dalkavuklar, yüksek makamlarda, yargı kurumlarında, bilim adamlarının arasında dolaşabilir. Ancak soytarı zaman zaman efendisini uyarırken, dalkavuğun şişirdiği balonlara tutunarak yükselmesi mümkün olmamıştır. Hey gidi dalkavuk, sana soytarı bile denemez çünkü senin için dalkavukluk bir rütbedir. Sen dalkavukluk için belini kırıp ikiye katlanırken, senin görüntüne bile katlanmak ne büyük bir acı. İlhan Selçuk
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
İbni Haldun - Coğrafya Kaderdir
İbni Haldun - Coğrafya KaderdirMesud Topal
8.3/10 · 1.993 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Son sözümüz; Hayat çalışana, mücadele edene, korkularına teslim olmayana, her sefer yenilse de yine ayağa kalkıp kaldığı yerden mücadeleye devam edenlere bonkördür.
Her şeyi bilmemiz gerekir diyenler haklı. Bizler herşeyi bilmeliyiz. Kör insanların bizleri görmeleri için mantığın ışığıyla aydınlatmalıyız kendimizi. Her şeye dürüstçe, doğru cevap vermek zorundayız. Bütünüyle gerçeği de yalanı da bilmemiz gerekir.
Reklam
Asalet örnekleri, pislikte mücevher gibi parlar.
Sayfa 118Kitabı okudu
Tiranlar da ne kadar yağmalarsa o kadar talepkâr olacaklar; ne kadar yakıp yıkarlarsa bir o kadar daha onlara verilecek; tıka basa yedirecekler. Böylece güçlenip her şeyi yok etmeye ve yıkmaya daha hazır olacaklar.
Özgürlüğün onu savunanların kalplerine yerleştirdiği yiğitlik hikâyeleri gerçekten de mucizevidir!
... egemenliğe karşı özgürlüğün, köleliğe karşı özgürleşmenin savaşıydı bu.
Sefil bir şekilde kullaştırılmış, zorlayıcı bir güç tarafından zorlanmış değil de, tek olduğu için korkmaları gerekmeyen, onlara karşı insafsız ve acımasız olduğu için sevmedikleri tek bir kişinin karşısında hayran kalmış, bir anlamda büyülenmiş, acınası bir boyunduruğa başları eğik tabi olmuş milyonlarca insanları görmesi şaşırtıcıdır. Ama insanın zayıflığı böyledir! İtaate zorlanmış, ödün vermek zorunda kalmış, kendi aralarında bölünmüş oldukları için her zaman en güçlü taraf olmazlar. Dolayısıyla silahların gücüyle zincire vurulmuş bir ulus tek bir kişinin erkine boyun eğmişse, onun kulluk etmesine şaşırmamak, kulluğuna üzülmemek lazım veya daha doğrusu ne şaşırmak ne de acımak lazım; sadece kararlılıkla bu felakete tahammül etmek ve gelecekte daha iyi bir fırsat yakalamak için beklemek lazım.
Reklam
Tiran
Nasıl oluyor da bunca insan, bunca şehir, bunca ulus, kendisine verdikleri güçten başka gücü olmayan, katlanmayı kabul ettikleri ölçüde onlara zarar verme erkine sahip, ona karşı gelmektense ondan gelen her şeyi sineye çekmeyi tercih ettikleri takdirde onlara hiçbir kötülük etmeyen tek bir tirana tahammül ediyor?
%12 (17/135)
·
Beğendi
Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev
Gönüllü Kulluk Üzerine SöylevÉtienne de la Boétie
8.7/10 · 1.055 okunma
İnsan geleceğini kendisi yazabilir ama, geçmişini silmek için her zaman zayıf bir hafıza gereklidir.
284 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.