27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri kitaplarını, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri sözleri ve alıntılarını, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri yazarlarını, 27 Mayıs İhtilali ve Sebepleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Laiklik en azından Batı ülkelerinde, devlet ile din işlerinin birbirinden ayrılışını belirtir. Biri dünya meselelerine hükmederken, diğeri manevi alanın düzenleyicisi olarak kalır.
İnönü'nün anladığı laiklik bu manada bir laiklik değildir. Kendisi tıpkı komünistler gibi, laiklikte sadece dine karşı çıkan ve insanın kalbinden din duygusunu ve Allah sevgisini söküp atmak için dine savaş açan bir maddecilik şekli görür. Dolayısıyla da gaye bellidir: En azından yarısı henüz eğitimsiz olan bir halkı, kendi zaafları ve ihtirasları karşısında donanımsız bırakmak tehlikesine rağmen, din kurumunu yıkıp ortadan kaldırmak.
Genellikle kanunlar Türkiye'de sadece büroları ve kitaplıkları süslemeye yarar. Uygulamaları sadece iktidarı elinde bulunduran ve keyifleri kriter yerine geçen kimselerin menfaatlerine cevap verip vermediklerine bağlıdır.
İnönü'nün anladığı laiklik bu manada bir laiklik değildir. Kendisini tıpkı komünistler gibi, laiklik sadece dine karşı çıkan ve insanın kalbinden din duygusunu ve Allah sevgisini söküp atmak için dine savaş açan bir maddecilik şekli görür
"Kendi ayrıcalıklarının sınırları içinde kalarak, hataya düşmeden ve aşırılığa kaçmadan iktidarını yürütebilen, ılımlı bir hükûmetin yönettiği;
Yönetmenin ağır sorumluluğunu yüklenmiş olanlara yardımcı, yapıcı ve iyi niyetli bir muhalefetin bu idarecilere tavsiyeleriyle yardım ettiği, tenkitleriyle de aydınlattığı;
Seçkin aydınlarının taşıdıkları yüksek ahlak ile halk kitlesine kılavuzluk ettiği;
Her şeyden haberdar, fakat dürüst bir basının, maddi çıkarlar karşısında özgürlüğünü koruduğu;
Ülkeye ne mutlu!"
Sağlıklı bir demokrasinin temelleri işte bunlardır ve bunlar Türkiye'de yoktu, hâlâ da yok.
"O dönemin hükümet üyelerinin hangi ruh hali içerisinde bulunduğunu gözünüzde canlandırmak ister misiniz? İşte çok çarpıcı bir olay: Anadolu köylülerine Ankara sokaklarında merkepleri ve iki tekerlekli araçlarıyla dolaşmalarını yasaklamışlardı. Ortaçağ'dan kalma bu iki tekerlekli vasıtalara kağnı denirdi ve iki güçlü öküz tarafından ağır ağır çekilirdi. Aslında gülünç, fakat halkın sefaletini yabancıların gözünden gizlemeye yönelik bir tedbirdi."