Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak, Salih Bozok, Muzaffer Kılıç, Cevat Abbas Gürer

30 Ağustos Hatıraları

Kolektif

30 Ağustos Hatıraları Sözleri ve Alıntıları

30 Ağustos Hatıraları sözleri ve alıntılarını, 30 Ağustos Hatıraları kitap alıntılarını, 30 Ağustos Hatıraları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sarışın Kurt:
"Çünkü efendiler, harp, muharebe, nihayet meydan muharabesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır."
"düşman da olsa hürmet etmek lazımdır.."
Ertesi günü, sabahın erken saatlerinde Başkumandan Mustafa Kemal muharebe meydanını dolaşıyordu. Gördüğü manzaradan müteessir ve muztaripti. Binlerce düşman cesedi ve birbiri üstüne yığılmış yüzlere topçu hayvanı, terk edilmiş toplar, cephaneler... Bu elim manzarayı bir müddet seyrettikten sonra: - Bu manzara insanlığı utandırabilir! dedi. Fakat meşru müdafaamız için buna mecbur olduk. Türkler başka milletlerin vatanında böyle bir harekete teşebbüs etmezler... Biraz ileride, topların arasında yerde bir Yunan bayrağı terkedilmiş, duruyordu. Gözüne ilişti. Eliyle bayrağı işaret ederek: - Bir milletin istiklâl alâmetidir. Düşman da olsa hürmet etmek lâzımdır. Bayrağı oradan kaldırıp topun üzerine koyunuz! dedi.
Sayfa 71
Reklam
Ödemişli olduğum için bunu paylaşmalıydım.
''Ödemiş'' dağlarının 1400 rakımlısına, yeşil bir leylek yuvası gibi sığınmış ''Gölcük'' köyündeyiz. (Mareşal Fevzi ÇAKMAK ile yapılan bir görüşmeden)
Ne güzel bir anı ...
Armutlu isminde bir köyden geçerken ora ahalisi askeri seyretmek için yol kenarına çıkmışlardı. Yanık bakraçları, kırık testileriyle de geçen askerlere su veriyorlardı. Bunların önünden geçerken, arabalara ve hayvanlara rastgeldiğimiz için yol vermek ve yolun açılmasını beklemek üzere otomobili durdurmuştuk. Gazi Paşa bir sigara yakmak üzere toz gözlüğünü gözünden kaldırdığı zaman köylüler yaşlıca bir adam, anî bir hareketle kalabalığın arasından ayrıldı. Otomobile yaklaştı. İhtiyar köylü bir müddet Gazi'nin yüzüne baktıktan sonra elini koynuna soktu ve çıkardığı kartpostalı avucu içinde saklayarak otomobilin basamağına bastı. İhtiyar bir karta, bir de paşanın yüzüne baktıktan sonra sağ elinin şahadet parmağını evvelâ karta sonra paşaya tevcih etti ve: - Bu sensin! diye bağırdı ve müteakıben köylülere döndü: - Arkadaşlar, Mustafa Kemal'dir! dedi. Bunu işiten köylüler, kadın, erkek ellerindeki testileri, bakraçları atarak her taraftan otomobile girdiler.Gözyaşları dökerek paşanın kalpağını, omuzunu öptüler, paşanın ayağındaki tozları sürme gibi gözlerine çekenler vardı. Köylünün elindeki kart kim bilir ne zamandan beri ve ne müşkülâtla sakladığı paşanın bir fotoğrafıydı. ..Motor işleyince mecburen ayrıldılar. Hareket ettik, fakat sesleri hâlâ bizimle beraber geliyordu: - Yaşa paşamız... Namusumuzu, hayatımızı kurtardın, hepimiz sana kurban olalım.”
Sayfa 96 - undefinedKitabı okudu
Çünkü efendiler, harp, muharebe, nihayet meydan muharabesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunu çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Mustafa Kemal ATATÜRK
Güneş ufukta kaybolmak üzereydi.Eliyle muharebe sahasını göstererek. -Hacı Anesti 'Mağrur kumandan ! Neredesin? Gel, ordularını kurtar...diye bağırdı.
Sayfa 57 - CumhuriyetKitabı okudu
Reklam
"Filvaki, bizim, muarızlarımızın istedikleri miktarda katırımız, veya devemiz yok amma, ben Mehmetçiğin mücadele gücünü, dünyanın başka hiçbir mahlûkiyle mukayese edemem... '' O Mehmetçik, kavgayı sevdiği zaman, deveden çok fazla yol yürüyerek ve deveden çok fazla aç kalarak dövüşür. Hem unutmayın ki, Sakarya kavgamıza, mermilerimizin çoğunu, Mehmetçiğin karısı taşımıştır."
Sayfa 31 - mareşal fevzi çakmak
“Efendiler, asırlardan beri Türkiye'yi idare edenler çok şeyler düşünmüşlerdir; fakat yalnız bir şeyi düşünmemişlerdir: Türkiye'yi. Bu düşüncesizlik yüzünden Türk vatanının, Türk milletinin duçar olduğu zararları ancak bir tarzda telâfi edebiliriz: O da artık Türkiye'de Türkiye'den başka bir şey düşünmemek. Ancak bu zihniyetle hareket ederek her türlü selâmet ve saadet hedeflerine vasıl olabiliriz.”
Sayfa 36 - CumhuriyetKitabı okudu
esir başkumandan trikopis:
Atatürk beni mert bir askere yaraşır bir şekilde kabul etti. Teessür ve heyecan içindeydim. İnönü beni kendisine takdim etti. Gazi'nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmayacağım: - Üzülmeyin General, dedi. Siz vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlûp olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Burada kendinizi esir addetmemenizi rica ediyorum. Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun, istirahat edin.'' Atatürk'ün bu ince ve nazik muamelesi karşısında ben de bu büyük kumandana karşı içimde bir hayranlık duymaya başlamıştım.
Sayfa 87
"Efendiler, Türk vatanının fethetmek fikrini, Türk'ü esir etmek hayâlini umumî, maaşerî bir fikir haline koymaya çalışanların da lâyık oldukları âkibetten kurtulamamış olduklarını gözlerimizle gördük." Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
228 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.